10 Soruda Hac İle İlgili Merak Edilenler

İslam dünyası için büyük öneme sahip hac ibadeti, 16 Haziran Pazar günü başlayacak Kurban Bayramı içerisinde gerçekleştirilecek. Peki hac ibadeti ile ilgili merak edilenler neler?

Allah'ın rızasını kazanmak amacıyla kutsal mekanların ziyaret edilmesi anlamına gelen hac, İslam'ın beş şartından biri olarak kabul ediliyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulundan aldığı bilgilerle, hacla ilgili merak edilen konuları 10 soruda derledi.

1- Hac kimlere farzdır?

Hac, sağlık, servet ve yol emniyeti yönünden haccetme imkanına sahip, akıl sağlığı yerinde ve büluğ çağına erişmiş Müslümanlara farzdır. Bu şartları taşıyan kişinin imkan elde edince, geciktirmeden haccı yerine getirmesi gerekir.

Kota sınırlamaları sebebiyle müracaat ettiği halde kurada ismi çıkmadığı için hacca gidemeden ölenler, imkan bulamadığı için borçlu olarak ölmüş olmaz. Hac yolculuğuna katlanamayacak ya da fiilen haccedemeyecek derecede hasta olanlar ile yaşlılar, haccı yerine getirmekle yükümlü değildir.

2- Hacda kurban ne zaman kesilir?

Hanefi mezhebine göre kurban, bayramın ilk üç gününde kesilir. Daha önce kesilemez. Tehir edilerek daha sonra kesilmesi durumunda ceza olarak ayrıca bir koyun veya keçi kesmek gerekir. Şafii mezhebine göre ise bayramın 4. günü gün batana kadar kurban kesilebilir.

3- Vekalet yoluyla hac yapılabilir mi?

Kendisine hac farz olan biri sağlık, yaşlılık ve benzeri bir sorun sebebiyle bizzat hacca gidemeyecek durumda olursa, başka birisini vekil (bedel) göndererek vekalet yoluyla hac yaptırabilir. Böyle kişilerin, hayattayken birini vekil olarak göndermesi mümkün olduğu gibi mirasçılarına, ölümünden sonra kendi adına bedel hac yaptırılmasını vasiyet etmeleri de mümkündür.

4- Hacca giden kişinin hacla ilgili kurbanları memleketinde kesilebilir mi?

Temettu (önce umre yapıp ihramdan çıktıktan sonra yeniden hac için ihrama girilerek yapılan) veya kıran (umre ve haccın ikisine birden niyet edilip ihrama girilerek tek ihramla yapılan) haccına niyet eden hacıların, şükür olarak kesecekleri hayvanları Harem bölgesinde kesmeleri gerekir.

Bu kurbanın Kurban Bayramı'nda kesilen udhiyye (Kurban Bayramı'nda kesilen) kurbanı ile ilgisi olmadığından, Harem bölgesi dışında kesilmesi geçerli değildir.

5- Kura sistemi dışında hacca gidebilmek için farklı yöntemlere başvurmak caiz midir?

Hac, belli zaman, mekan ve şekillerde yerine getirilen bir ibadettir. Bu ibadetin kabul edilmesinin şartları hacca gidecek kişinin Müslüman, ergenlik çağına ulaşmış ve akıl sağlığının yerinde olması, hac mevsiminde Mekke'de bulunmasıdır. Bu şartları yerine getiren kimsenin hac ibadeti fıkhi ölçüler dahilinde şeklen geçerli olur.

Ancak kura yöntemiyle hacca gidemeyenlerin, değişik meslek vizeleriyle hacca gitmeleri yalan beyan anlamına geleceğinden dinen caiz değildir. Allah'ın emrine uyarak hac ibadetini yerine getirmek ile yine O'nun koyduğu yalan söyleme yasağını çiğnemek İslam ahlakıyla bağdaşmayan açık bir çelişkidir.

6- Hacca görevli olarak giden kişinin hac borcu düşer mi?

Görevli olarak hacca giden kimse, ister zengin ister fakir olsun yaptığı hac kendi adına geçerlidir. Yaptığı görev karşılığında ücret alması bunu değiştirmez.

7- Evli bir kadın, kocasının iznini almadan veya yanında mahremi olmadan hac veya umreye gidebilir mi?

Hanefi ve Hanbeli mezheplerine göre, hac ibadeti için kadının yanında bir mahreminin bulunması gerekir. Şafiilere göre, üç veya daha fazla güvenilir kadın, yanlarında eş veya mahremleri olmasa da hacca gidebilir. Maliki mezhebine göre ise bir kadın, güvenilir bir grup içerisinde olması halinde tek başına hacca gidebilir.

Hanefi mezhebine göre, evli bir kadının kendisiyle birlikte gideceği bir mahremi yoksa hacca gitmesi uygun değildir. Ancak kocasının rızasını alan bir kadın, güvenilir bir hac organizasyonuyla Şafii ve Maliki mezheplerini taklit edip mahremsiz olarak hacca gidebilir. Haccın gerekli şartlarını taşıyıp yanında bir mahremi olan kadının farz olan hacca gitmesine eşi engel olamaz.

8- Sağlık nedeniyle gücü yetmeyen kişi hac bedelini sadaka olarak vermekle hac sorumluluğundan kurtulur mu?

Hac ibadetini yapamayacak derecede sağlığı bozulan veya aşırı yaşlılık nedeniyle kendisi hacca gidemeyecek durumda olanlar kendi yerine haccetmesi için masraflarını karşılayarak vekil gönderebilirler. Fakat vekil gönderecek parayı fakirlere sadaka olarak vermekle veya bir hayır kurumuna yardım yapmakla hac görevini yerine getirmiş sayılmazlar. Böyle yapanın hac borcu düşmez, sadakasının sevabını alır.

9- Borçlanarak hacca gitmek doğru mudur?

Maddi yönden haccetme imkanına sahip olmayan kişilerin borçlanarak hacca gitmeleri gerekmez. Ancak borçlanarak hacca gitmeleri halinde, hac ibadeti geçerli olur ve kendilerinden hac sorumluluğu da düşer.

Haccın farz olması için gerekli şartları taşıdığı halde, hac mevsiminde hazır parası bulunmayan ve borç aldığı takdirde bunu daha sonra ödeme gücüne sahip olan kişilerin bu görevi bir an önce ifa etmeleri için borç alarak hacca gitmeleri uygun olur.

10- Bankada vadeli hesapta bekletilen para ile hac yapılır mı?

İslam dini kişilerin meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helal yollardan elde etmelerini emreder. İbadetler de helal kazançla ifa edilmelidir. Bankada vadeli hesapta bekleyen paranın aslı helal olduğu için bu parayla hacca gidilebilir ancak bu yolla elde edilen faiz gelirlerinin sevap beklemeksizin ihtiyaç sahiplerine dağıtılması ve tövbe edilmesi gerekir.

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

HAC NASIL YAPILIR?

Hac Nasıl Yapılır?

HAC VE UMRE İLE İLGİLİ 40 HADİS

Hac ve Umre ile İlgili 40 Hadis

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.