100 Bin Sahabe Hayatını Hizmete Adadı
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) Vedâ Haccı’nda takrîben yüz yirmi bin sahâbî mevcuttu. Bunlardan yüz binin üzerindeki sahâbî, dünyanın muhtelif bölgelerine giderek kendilerini Allah rızâsı uğruna hizmete vakfetmişler ve oralarda vefât etmişlerdir.
Sefîne -radıyallâhu anh- Allah ve Rasûlü için hizmet etme aşkını şöyle anlatır:
“Ben Ümmü Seleme -radıyallâhu anhâ- vâlidemizin kölesiydim. Bir gün bana:
«–Seni âzâd ediyorum, ancak hayatta kaldığın müddetçe Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e hizmet etmeni şart koşuyorum!» dedi.
Ben de:
«–Sen bu şartı ileri sürmesen de zâten ben yaşadığım müddetçe Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’den ayrılacak değilim!» dedim.
O da beni bu şartla âzâd etti.” (Ebû Dâvûd, Itk, 3/3932; İbn-i Mâce, Itk, 6; Hâkim, II, 232/2849)
HAYATINI HİZMETE VAKFEDEN SAHABELER
Çok ibretlidir ki, Vedâ Haccı’nda takrîben yüz yirmi bin sahâbî mevcuttu. Bunlardan yüz binin üzerindeki sahâbî, dünyanın muhtelif bölgelerine giderek kendilerini Allah rızâsı uğruna hizmete vakfetmişler ve oralarda vefât etmişlerdir. Nitekim Hazret-i Osman ve Abbâs -radıyallâhu anhumâ-’nın oğullarının türbeleri Semerkand’da, pek çok sahâbînin kabri de İstanbul’da bulunmaktadır. Mekke ve Medîne’de kalanlar da merkezi korumuşlar ve oradaki hizmetleri deruhte etmişlerdir.
Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî -radıyallâhu anh-’ın seksen küsur yaşına rağmen iki defa İstanbul surları önüne kadar gelmesi ve orada şehîd olması; insanları hidâyete çağırarak, onları dünya ve âhiret saâdetine kavuşturabilme hizmetinin cihanşümûl örneklerinden biridir. Hizmet aşkı ve mes’ûliyeti, onları dünyanın dört bir tarafına sevk etmiştir.
Ebû Zıbyân -radıyallâhu anh- şöyle nakleder:
“Ebû Eyyûb el-Ensârî -radıyallâhu anh- Rumlara karşı tertib edilen gazâya katıldı. Yolda hastalandı. Vefâtı yaklaşınca şöyle dedi:
«–Şâyet ölürsem beni yanınıza alın ve ileri götürün. Rum topraklarına doğru gücünüz yettiğince uzağa taşıyın! Düşman saflarıyla karşılaştığınızda beni oraya, adımlarınızın ulaştığı son noktaya defnedin!»” (Bkz. Ahmed, V, 419, 416)
Fânî ömrünü Allah yolunda hizmete adamış olan Ebû Eyyûb el-Ensârî -radıyallâhu anh-, kendilerinden sonra fethe gelecek İslâm ordularına mübârek cesediyle dahî bir îman ufku sergilemiş, böylece hizmetini ölümsüzleştirmiştir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları