100 Kolay Salih Amel

İbadet Hayatımız

Modern hayatın karmaşası içinde unutuverdiğimiz, hayatın içinde uygulaması kolay 100 salih amel...

Aşağıda okuyacağınız liste, sosyal medya ortamında çok sayıda arkadaşın kıymetli katkılarıyla oluşturuldu. “Modern hayatın karmaşası içinde unutuverdiğimiz, pratik salih amelleri derleyelim” demiştik; hamdolsun, ortaya birbirinden güzel 100 madde çıkıverdi. Bu elbette bir baş­langıç, salih ameller de bu kadarla sınırlı değil. Yol uzun, el verir ki revân olalım.

Buyurunuz efendim:

  1. Anne-baba uzaktaysa eğer mutlaka hatırlarını sor­mak; düzenli aramak,
  2. Anne-babayla konuşurken kırıcı olmamak; onların yanlışlarına müdahale ederken şefkati elden bırakmamak,
  3. Serviste uyuyakalan arkadaşını ineceği durağa gelince uyandırmak,
  4. Toplu taşıma araçlarında, yaşlı olmasa dahi yorgun olduğu belli olanlara, eşyası olanlara, kitap okuyanlara vs. mümkün olduğunca yer vermek,
  5. Ters istikamette dahi olsa, arkadaşları gidecekleri yere bırakmak,
  6. Arabası olan arkadaşa, “Beni bırak” diyerek yük ol­mamak,
  7. Mümkün olduğunca, yalnız başına yemek yememek,
  8. Maddi imkânlar el verdiği ölçüde, yemek ısmarlamak, evlerde yemekli davetler vermek,
  9. Bildiğimiz bir konu bile olsa, karşı tarafı sabırla dinlemek,
  10. Toplu taşıma araçlarında, Akbil’i (bileti) olmayanın yerine Akbil (bilet) basmak,
  11. Akbil’i (bileti) bitenlerden herkes gözlerini kaçırır­ken, kartını uzatmak,
  12. Ağızdan kötü sözler çıkan arkadaşları, kırmadan uyarmak,
  13. Gıybet yapılırken veya dedikodu edilirken konuşanı kırmadan lafı değiştirmek, başka bir konu açmak,
  14. Toplu taşıma araçlarına binerken zorlanan yaşlılara ya da eşya taşıyanlara yardımcı olmak,
  15. Trafik kurallarına azami dikkat etmek, emniyet şeridini ihlal etmemek,
  16. Mahalle çeşmelerinin yanından geçerken, boşa akıp giden suyu kapatmak,
  17. Pazardan dönen insanların poşetlerini taşımalarına yardımcı olmak,
  18. Hep gülümsemek, asık suratlı olmamak, insanları germemek,
  19. Evlatlarımızın terbiyeleriyle bizzat ilgilenmek, onları teknolojiye rehin bırakmamak,
  20. Çöpleri mutlaka çöp kutularına atmak,
  21. Kuşlar yiyip ölmesin diye sakızları ortalığa atma­mak,
  22. İsrafı azaltmak için çöpleri geri dönüşecek şekilde ayırarak biriktirmek,
  23. Araç kullanırken mecbur olmadıkça kornaya bas­mamak,
  24. Araç kullanırken yayalara ve araçlara yol vermek,
  25. Eve girerken tebessüm ederek girmek ve selam vermek,
  26. İş yerine selamla ve tebessümle girmek,
  27. Sevdiğine sevdiğini söylemek, belli etmek,
  28. Hediyeleşmek; hediye vermek için illa özel bir vesile beklememek,
  29. Zillere nazik ve kısa basmak,
  30. Telefonla birini ararken ısrarla ve tekrar tekrar çaldırmamak,
  31. Günlük diyaloglarda, yüksek sesle ve bağırarak konuşmamak,
  32. Öfkeyi kontrol etmek, gerekirse öfke kontrol kurs­larına gitmek,
  33. Asfaltın ortasında kalmış bir solucanı çimenlik alana taşımak ya da zorda kalan minik bir böceğe bile yardım etmek,
  34. Zarar vermedikleri sürece hayvanları, böcekleri vb. öldürmemek,
  35. Randevulara sadık olmak, söz verince mutlaka gitmek, gecikme ya da iptal etme durumunda mutlaka zamanında bilgilendirmek,
  36. Bir kazaya karıştığı zaman haklı olsa bile önce alttan alıp “Kardeş kusura bakma” diye söze başlamak,
  37. Faize düşme tehlikesi altında olan bir Müslüman kardeşine, “karz-ı hasen” (faizsiz borç) ile yardımcı olmak,
  38. Arkadaş çevresi içinde, ihtiyacı olanları düşünerek, faizsiz borç verebilmek için küçük fonlar oluşturmak,
  39. Gürültü çıkaran ayakkabıları giymemek, giyilmişse nazik yürümek,
  40. Arabayla giderken, özellikle yaşlı yayaları gidecekleri yere bırakmak,
  41. Esnaf isek, kusurlu ürünü müşteriye satmamak ya da satarken kusurunu belirtmek,
  42. Kişisel temizliğe dikkat etmek, ağız ve ter kokusu yaymamak için tedbir almak,
  43. Tuvalette başkasının çekmeyi unuttuğu sifonu çekivermek,
  44. Tehlike arz eden kırık bir ağaç dalı, çukur, kopmuş bir elektrik kablosu vs. görünce mutlaka yetkililere bildir­mek, aksaklığın giderilmesine yardımcı olmak,
  45. Rastlanacak çocuklara dağıtmak üzere, yanında küçük hediyecikler taşımak,
  46. Su içen hayvanları ürkütmemek, yol üzerindeyseler uzaklarından geçmek,
  47. Özellikle sınav haftalarında -çok elzem olan- renkli kalemleri arkadaşlarla paylaşmak,
  48. Arkadaşla camiden çıkarken, onun ayakkabısını da çıkışa kadar taşımak,
  49. Cami çıkışlarındaki ayakkabı öbeklerini, çıkanların rahatça giyebileceği şekilde dizmek,
  50. Yemekhane ya da toplu halde bulunulan diğer mekânlarda sandalye ve masaları gürültü çıkarmadan ha­reket ettirmek,
  51. Camilere temiz çoraplarla gelmek,
  52. Camilerde cep telefonunun sesini mutlaka ka­patmak,
  53. Camilerde koku ikram eden amcaları kırmamak; ama insanların hoşlanmayacağını düşünerek, mümkün mertebe kimseye koku ikram etmemek,
  54. Cep telefonlarımızın seslerini, herkesi rahatsız edecek derecede yüksek açmamak,
  55. İş yerinden çıkarken, eğer unuttuysa arkadaşımızın bilgisayarını da kapatmak,
  56. İş arkadaşının iş yükünü hafifletmek, işinin ucun­dan tutmak,
  57. Yediğimiz meyve-sebzelerin tohumlarını biriktirip, müsait yeşil alanlara serpmek,
  58. Cami bahçesinde mendil satanlardan mendil alıp, abdest alanlara ikram etmek,
  59. Muhatabının elbisesindeki/saç-sakalındaki bir kusuru fark ettirmeden düzeltmek ya da buna dikkatini çekmek; (Bıyıklarda çorba, dişte maydanoz, sakalda peçete),
  60. Ev işlerini mümkün mertebe sırtlanmak, eşleri yalnız bırakmamak,
  61. Toplu ulaşım aracına yetişmeye çalışan için şoföre seslenmek; otobüslerdeki diğer seslenme durumlarını da düşünürsek: Sesi yetmeyenin sesi olmak,
  62. Aşktan, hastalıktan, dertten, borçtan, temâşâdan vb. hayrete düşmüşlere, şaşırmışlara yol göstermek,
  63. Dert dinlemek, gönüllere huzur ve sürur telkin etmek,
  64. Sabrı ve merhameti tavsiye etmek,
  65. Özellikle evliliklerde çıkan sorunlarda nasihat ver­mek durumunda kalındığında, tarafların ikisini de dinle­mek, duygusal ve taraflı hükümler vermemek,
  66. Münasip üsluplarla, güzellikleri tavsiye etmek,
  67. Yol, adres sorana yardımcı olmak,
  68. İlgilisi olan bir şeyin gözden yitip gitmesine müsa­ade etmemek; (“Bu kitap tam sana göre”, “Bu makale senin çalıştığın konuyla ilgili”),
  69. Çay getirmek (evde, işte),
  70. Toplu taşıma araçlarında telefonla konuşurken yavaş sesle konuşmak ve başkasını rahatsız etmemek,
  71. Toplu ortamlarda sakız çiğnerken garip sesler çı­karmamak,
  72. Toplum içinde müzik dinlerken kulaklığın sesini sonuna kadar açmamak,
  73. Evcil hayvanlarımızı sokakta gezdiriyorsak, pislik­lerini kaldırıma ya da ağaç diplerine bırakmamak,
  74. Sokak hayvanları için özellikle yaz aylarında dışarıya su kapları koymak,
  75. Apartmana girerken arkada kucağında bebeği, elin­de poşeti olanlar vs. varsa onlara yol vermek, elindekileri almak, asansörü çağırmak, hatta gideceği kata bırakmak,
  76. Asansörden indikten sonra, yetişmek için koşanlar varsa onlar için asansörü tutmak,
  77. Hamile kadınlara yol ve yer vermek; o anda yedi­ğimiz bir şey varsa mutlaka ikram etmek,
  78. Bizimle oynamak isteyen bir kediyi reddetmemek,
  79. Herhangi bir şeye ihtiyacı olan birini görünce, ihtiyacını ona hissettirmeden gidermek,
  80. Sadaka, zekat vb. verirken, muhtaçları rencide etmemek,
  81. Evlenmek isteyenlere yardımcı olmak,
  82. Ödemeli arayan arkadaşın çağrısını mutlaka kabul etmek, kontörsüzlüğünü yüzüne vurmamak,
  83. Camide insanlarla namaz kılarken, sureleri ve du­aları sesli okuyup yanımızdakini şaşırtmamak,
  84. İnsanların canı çekebileceği için, sosyal medyada yemek ve ziyafet fotoğrafı paylaşmamak,
  85. Allah’ın verdiği maddi imkânları değerlendirirken, muhtaçları da düşünerek mütevazı olmak,
  86. Birilerinden duyulan “mış’lara/mişlere”, “gözümle görmedim” diye karşılık vermek,
  87. Erkekler için: Tesettürü kadınlara mahsus bir farz zannetmemek, giyinirken edebi ve tesettürü muhafaza etmek,
  88. Yanımızdan ambulans geçtiğinde, içindeki hasta için dua etmek,
  89. Sünnet olduğu üzere: Mezarlıklara, orada yatan Müslüman ahaliye selam vererek girmek,
  90. Hataları yüze vurmamak, muhatabı utandırmaktan sakınmak,
  91. Muhatabımız konuşurken yanlış bir kelime kulla­nırsa, doğrusunu kibarca cümle içinde kullanmak,
  92. Dar bir kaldırımda karşıdan bebekli bir anne geli­yorsa kaldırımı ona terk etmek,
  93. Çöpçülere, temizlik işçilerine, çaycılara, müstah­demlere, sokaklarda kâğıt toplayan çocuklara selam vermek, hatırlarını sormak,
  94. Arabaların önüne atlayıp, şoförleri zor durumda bırakmamak,
  95. Araba kullanırken, karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaşlıları korkutmamak, onların geçmesi için yavaşlamak ya da durmak,
  96. Yaya isek, bize yol veren şoföre teşekkür etmek ya da elle selam vermek,
  97. Mahalle esnafı ile tanışmak, alışverişlerde hal-hatır da sormak,
  98. Doktorsak, hastaya merhametle muamele etmek,
  99. Devlet memuru isek, vatandaşın işini savsaklama­mak, onları gereksiz yere bekletmemek,
  100. Kötü bir haber vermek gerekiyorsa, mutlaka empati yapılarak ve şefkatle düşünülmüş cümleler kurmak.

Kaynak: Taha Kılınç, Kırmadan İncitmeden, Aşina Kitap