Sağlık Bakanlığı, Hacı Adaylarını Uyardı

Sağlık Bakanlığı, kutsal topraklara gitme hazırlığında olan hacı adaylarına menenjit ve felç aşılarını yaptırmaları yönünde uyarılarda bulundu.

Sağlık Bakanlığı Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü Hüsem Hatipoğlu, menenjit ve felç aşılarının Sağlık Bakanlığı'nca ücretsiz yapıldığını söyledi.

Hac farizasını yerine getirecek hacı adaylarının, bu aşıları mutlaka yaptırmaları gerektiğine işaret eden Hatipoğlu, "Suudi Arabistan'a girişte yetkililer tarafından aşı sertifikaları talep edilmekte olup, hacı adaylarımız yaptırılan aşıların bilgilerini yanlarında bulundurmalıdır. Aksi takdirde Suudi Arabistan'a girişte problem yaşanabilir" dedi.

Hatipoğlu, hacı adaylarının, son günü beklemeden bu aşıları yaptırmaları gerektiğini bildirdi.

MENENJİT MİKROBU NASIL BULAŞIR?

Menenjit mikrobunun burun veya boğaz salgılarıyla direkt temas ya da damlacıkların solunmasıyla bulaştığını anlatan Hatipoğlu, "Menenjitte belirtiler, mikropla temastan sonra 2 ile 10 gün arasında görülür. Şiddetli baş ağrısı, ateş, kusma, ışıktan kaçınma, boyun tutulması ve çeşitli nörolojik belirtilerle ani olarak başlar. Bakterilerin kan dolaşımına hızla yayıldığı durumlarda dolaşımın çökmesi, kanamalı cilt döküntüleri ve yüksek ölüm oranı ile karakterizedir. Erken teşhis önemlidir ve tedavisi vardır" diye konuştu.

Hatipoğlu, aşı olunmadığı takdirde bazı insanların hastalık gelişmeden taşıyıcı olabileceğini belirterek, bu hastalıktan korunma yollarını, şöyle açıkladı:

"Bu hastalıklardan korunmak için, genel sağlık kurallarına uymamız yararlı olacaktır. Bunlar; ellerin sık sık ve sabunla yıkanması, içmek için güvenli olmayan suların mutlaka kaynatılması, tazeliğinden ve kaynağından emin olmadığımız gıdaların yenmemesi, sokakta satılan yiyecek ve içeceklerin tüketiminden sakınılması, özellikle hijyen ve sağlık şartlarının yetersiz olduğu yerlerde salata, pişmemiş sebze, pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri gibi yiyecek ve içeceklerden kaçınılması, kalabalık yerlerde maske kullanılması gerekmektedir."

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.