15 Dakikada Kanserden Kurtulmak Mümkün!

Kanserle mücadelede etkin rol oynayan tanı ve tedavi yöntemleri, son yıllarda teknolojik gelişmelerle birlikte hasta konforunu ön planda tutuyor.

Dünyada bu alandaki en önemli yeniliklerden biri olan kriyoablasyon yani iğne ile tümör dondurma tekniği ile vücuttaki zararlı doku veya tümörler dondurularak tahrip ediliyor, kanser tam hedeften vurulmuş oluyor.

Prof. Dr. Saim Yılmaz, Türkiye’de ilk kez uygulanan iğne ile tümör dondurma yani kriyoablasyon tekniği hakkında bilgi verdi.

ÇOK BÜYÜK KİTLELERDE DE KULLANILIYOR

Vücuda özel bazı iğnelerle girilerek yapılan işlemde, vücuttaki herhangi bir doku ya da tümör dondurularak tahrip edilmektedir. Öncelikle ultrason, BT veya MR gibi görüntüleme yöntemlerinden edinilen bilgiyle kitleye uygun sayıda iğne yerleştirilir. 1 cm çapında bir kitle için tek iğne yeterliyken, tümörün çapı büyüdükçe iğne sayısı da artmaktadır.

Günümüzde kullanılan krioablasyon cihazlarında vücuda 20-25 tane iğne yerleştirilebilmektedir. Bunlar aynı anda çalıştırılır ve böylelikle çok büyük kitlelere aşırı soğuk uygulanarak tahrip edilebilmektedir.

TÜMÖRE - 80 DERECEYE KADAR SOĞUK UYGULANABİLİYOR

Kriyoablasyon tekniğinde iğnelerin içinden argon gazı devridaim yaptırılır ve bu iğnenin uç kısmından -20 ila -80 derece arasında değişen bir soğukluk oluşturur.

Bu soğukluk da tümörü ya da patolojik dokuyu tahrip ederek öldürmektedir.

Ülkemizde daha çok radyofrekans, mikrodalga ile lazer genellikle birbirine benzeyen ablasyon yöntemleri kullanılmaktadır.  Ama krioablasyon bunlardan tamamen ayrı bir mekanizma ve çok ayrı özellikleri, üstünlükleri olan bir tekniktir.

Krioablasyonda olduğu gibi, tüm ablasyon yöntemleri nokta atışı ile sadece tümörü tahrip edip, dokulara zarar vermediği için defalarca uygulanabilmektedir.

EN TEHLİKELİ KANSER TÜRLERİNDE YÜKSEK BAŞARI

Prostat, böbrek, akciğer, karaciğer ve yumuşak doku tümörlerinde olduğu kadar kemiklerdeki kanser türlerinde de kriyoablasyon kullanılabilmektedir. Bazı durumlarda tek başına uygulanırken, genellikle kemoterapi ve radyoterapi ile birleştirilen bir yöntemdir. Ancak krioablasyonun kullanılmadığı durumlar da vardır.

Dondurma işlemi sinir dokusuna zarar verdiği için beyinde, omurilikte ve çok önemli sinirlerin bulunduğu bölgelerde kullanılmaz ya da özel tekniklerle sinir dokusu korunarak uygulama yapılır.

Mide, bağırsak ve safra kesesine yakın olan yerlerde de dikkatli kullanılması gerekmektedir. Bu gibi durumlarda ultrason ya da BT rehberliğinde bir iğneyle girilerek bu yapılar ile tümör arasına bir gaz ya da sıvı verilerek kritik organlar uzaklaştırılır ve bu sayede işlem emniyetle yapılabilmektedir.

15 DAKİKADA TÜMÖRLERDEN KURTULMAK MÜMKÜN

Kriyoablasyon işleminde kanserli tümör buz topuna dönüşmektedir. Bu buz topu eridiğinde kanserli tümör yok olur.Bu işlem ortalama 15 dakika sürer. Ağrısız bir yöntem olan krioablasyon için lokal anestezi yeterlidir.

Hasta işlem yapıldıktan sonra, aynı gün taburcu edilir. Diğer yöntemlerde ablasyon sırasında tümörün hangi kısmının tahrip edildiği anlaşılamamaktadır.

Örneğin radyofrekans ve mikrodalgada ablasyon alanı belirsiz beyaz bir alan görülürken, bu yöntemde ultrasonda buz kitlesi şeklinde bir görüntü meydana gelir. Buz kitlesinin 0,5 cm içinden itibaren içerideki alanın tümü ölümcül bölge olarak adlandırılır.

Krioablasyonun en önemli üstünlüğü, bu işlem esnasında tümörün ne kadarının yok edildiğinden emin olunmasıdır. Uzmanlar bazı besinlerin kansere karşı koruyucu etki gösterdiğini belirtti.

KANSERDEN KORUNMAK İÇİN ÖZELLİKLE BUNLARI TÜKETİN

Yeşil çay, yaban mersini, böğürtlen, ahududu, elma, ananas, kuş üzümü, sarımsak, soğan, brokoli, ıspanak, tatlı patates, maydanoz, roka, tere, dereotu, rezene, biberiye, kakao tozu, balık, tarçın, zencefil, köri, kekik, nane, fesleğen, kırmızı üzüm, turunçgiller, çilek, kiraz, kavun, kızılcık, kayısı, pembe ve kırmızı greyfurt, karnabahar, lahana, pırasa, turp, kereviz, kırmızı ve yeşil biber, salatalık, kabak, domates...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.