16 Yıldır Felçli Eşini Yalnız Bırakmıyor

Hırvatistan’da erkek leylek, felç kalan eşini 16 yıldır yalnız bırakmıyor. Her kış diğer leyleklerle birlikte Güney Afrika’ya göç eden erkek leylek, mutlaka eşinin yanına dönüyor.

Hırvatistan'da eşine az rastlanır bir merhamet ve sadakat hikâyesi yaşanıyor. İki leylek 16 yıldır yaşadıklarıyla insanları hayrete düşürüyor. 'Malena' isimli dişi leylek bir avcının kendisini vurması sonrası felç kaldı. Uçma yetisini kaybeden leylek, yaralandıktan sonra Stjepan Vokic isimli Hırvat tarafından himaye altına alındı. Ancak 'Klepetan' isimli leylek, eşini asla yalnız bırakmıyor. 'Klepetan' her yıl diğer leyleklerle birlikte güneye göç ediyor.

Güney Afrika'ya her yıl yanında eşi olmaksızın göç eden 'Klepetan' her ilkbaharın başı Hırvatistan'a eşinin yanına dönüyor. Leylek, eşine kavuşmak için her yıl 14 bin km kat etmekten asla vazgeçmiyor. Birbirine sadakatle bağlanan çiftin yavruları da oluyor.

Vokic de bu ailenin mutluluklarının devam etmesi için leyleklere kol kanat germeye devam ediyor. Malena ile Klepetan'ın hikâyesi aşkın engel tanımadığı, tüm engelleri sınırları ve mesafeleri kat edecek güçte olduğunu herkese kanıtlıyor. İki leyleğin hikâyesi Fransız basınında olduğu kadar sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı.

Dünyada bulunan 8 bin 600'den fazla hayvan türünden yüzde 92'sinin tek eşli olduğu biliniyor. Leylekler, kazlar, baykuşlar, muhabbet kuşları, kuğular, sarı tepeli penguenler, kumrular, kunduzlar, şebekler, gri kurtlar, termitler ve melek balıkları eşlerine en sadık hayvanlar arasında yer alıyor. Kuğular ise eşlerinin ölümünden sonra başka bir kuğuyla asla ilişki yaşamıyor. Sadakatleriyle ünlü göçmen kuşlar, birlikte binlerce kilometre kat ediyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.