1953 Yılına Ait İlginç Hac Fotoğrafları

Günümüzün modern dünyasında artık çok kolaylaşan, uçaklarla gidip gelinen, kaliteli otellerde konaklanan hac ziyaretleri çok değil bundan 50 yıl önce çok daha farklı şartlarda yapılıyordu. Peki eski zamanlarda kutsal mekanlar nasıldı? Eskiden hac ziyaretleri nasıl yapılıyordu?

İşte 1953 yılına ait ilginç hac fotoğrafları...


Eskiden birçok Hacı adayı Mekke'ye feribotlar ya da gemilerle gelirdi


Hac bölgelerine sadece Müslümanlar girebiliyordu


At arabaları o dönemde sadece taşıma anlamına geliyordu


Çadırlar Arafat Dağı'nın eteklerine kurulurdu


Eski dönemlerde kutsal ibadeti gerçekleştiren Müslümanların azlığından olsa gerek, Kabe'ye giriş serbestti


Yine şeytan taşlama sırasında, bugünkü kalabalıklar yoktu ve büyük ihtimalle ölümler meydana gelmiyordu


Hacı adayları kurban kesmek için hayvan seçerken


Mescid'i Haram'ın çevresindeki pazarlar ve marketler


Mekke'nin işlek bir sokağı. Osmanlı döneminden kalma bir minare de fotoğrafta görünmekte


Kabe'nin üzeri örtülürken çekilmiş bir fotoğraf


Tavaf görevini gerçekleştirmek de haliyle bugünkü kadar zor olmuyordu


Mescid-i Haram'ın girişi ve ziyaret eden insanlar

İslam ve İhsan

HAC NEDİR?

Hac Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Ya Rabbim. Layık değilim ama lutfunla en kısa sürede Haccı nasibet bana ve isteyenlere...Amin

    Allahım mübarek beldeye layık olanları ümmeti Muhammed sav için dua edenleri kabeyı şerifin korunması için dua eden mümin kullarını göndersin aşırıcı fitneci fesatcı kişilerin şerrinden korusun Rabbim :(

    • Amiin.

    • Amin ecmain

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.