2014 Yılında Türkiye'de Kaç Kişi Kanser Oldu?

Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Doç. Dr. Gültekin, "Türkiye'de geçen yıl 97 bini erkek, 62 bini de kadın olmak üzere toplam 159 bin kişiye kanser teşhisi kondu" dedi.

Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği'nde "Dünya Kanser Günü" dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında, kanser tarama verilerini paylaştı.

KANSER SAYISI; 97 BİNİ KADIN, 62 BİNİ ERKEK

Gültekin, şunları kaydetti:

"Türkiye'de geçen yıl 97 bini erkek, 62 bini de kadın olmak üzere toplam 159 bin kişiye kanser teşhisi kondu. 14 bin kadın meme kanserine yakalanmıştır, 25 bin kadın ve erkek kolorektal kansere yakalandı. Kanserler içinde üç kanser uluslararası veriye göre taranabilir. Bunlar; meme kanseri, rahim ağzı kanseri ve bağırsak kanseri. Avrupa Birliği, 2025 yılına kadar, bu türlerde taramayı yüzde 100 olarak hedef koydu." 

Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) açtıklarını hatırlatan Gültekin, "Her ‘aile sağlık merkezi’ giderek yeni bir KETEM oluyor. 2018 yılına kadar 280'e ulaşacağız. Şu an 8 tanesi mobil olmak üzere 127 adet KETEM var. Bu yıl 40 yeni KETEM açmayı planlıyoruz" dedi. 

1 MİLYON 900 BİN KİŞİ KANSER TARAMASINDAN GEÇTİ

Gültekin, geçen yıl meme kanserinde Türkiye genelinde taranan toplam kişi sayısının 1 milyon 900 bin olduğunu ifade ederek, "Geçtiğimiz yıl yapılan taramalarda hedefimizin 5 milyon 500 bin kişi olduğunu vurgulayalım. Tarama oranımız yüzde 33,5'tir. Bu çok iyi rakam çünkü yüzde 5-6'larda başlamıştı" şeklinde konuştu.

Uzmanlar, son zamanlardaki kanser artışında, kanserojen madde içeren gıdaların ve diğer endüstriyel ürünlerin yaygınlaşmasının etkili olduğunu söylüyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.