2014’ün En Önemli Teknolojik Buluşları

Dünya genelindeki bilimsel laboratuvarlarda, 2014 yılında tıp, elektronik, fizik ve kimya alanlarında önemli 10 teknolojik buluşa imza atıldı.

ODTÜ Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ural Akbulut, uluslararası bilimsel yayınlar Science ve Nature gibi kaynaklardan 2014'te dünya bilim dünyasında yaşanan önemli gelişmeleri derledi.

Buna göre, 2014'ün en iyi teknolojik buluşlarından biri, ABD’de Cincinnati Üniversitesinde Biyokimya ve Hücre Biyolojisi profesörü olan J. M. Wells, kök hücreden minyatür insan midesi üretmesi oldu.

Geçen yıl kök hücreden minyatür böbrek üretilip başarıyla fareye nakledildi, ancak kök hücreden minyatür insan midesi üreten olmadı. Araştırmacılar, helikobakter pilori adlı bakterinin neden olduğu gastrit, ülser ve bazı mide kanserlerinin tedavisi için bu bakteriyi yakından inceliyor. Bu mide hastalıkları, hayvanlarda gelişmediği için hastalık mekanizmasını araştırabilmek amacıyla Prof. Dr. Wells, kök hücreden minyatür insan midesi ürettiklerini açıkladı.

Minyatür midelere helikobakter pilori bakterisi enjekte edilince, bakterinin normal midedeymiş gibi büyüyüp yayıldığı açıklandı. Bu yöntemle üretilecek minyatür organlara "organoid" deniliyor. Organoidlerin, hastalıkların gelişme mekanizmasının anlaşılmasını sağlayarak tedavinin başarısını arttırması bekleniyor. Wells, mide kanseri nedeniyle ameliyat olanların midelerine bu yöntemle yama yapmanın mümkün olabileceğini vurguladı. Çalışma, Nature Dergisi’nde yayımlandı.

NÖRAL KÖK HÜCRELER ÇALIŞIR HALE GELDİ

Lüksemburg Üniversitesi Biyomedikal Sistemler Merkezinde (LCSB), indüklenmiş nöral kök hücreler farelerin beynine başarıyla nakledildi. Prof. Dr. J. Schwamborn ve doktora öğrencisi K. Hemmer, naklettikleri kök hücrelerin 6 ay sonra beyne uyum sağlayıp beyindeki nöral devrelerle bağlantı kurduğunu açıkladı.

Schwamborn, indüklenmiş nöral kök hücreleri farelerin bağ dokularından elde ettiklerini açıkladı. Daha önce yapılan benzeri çalışmalarda, indüklenmiş pluripotent kök hücre (tüm hücre tiplerine dönüşebilme yeteneğine sahip kök hücre) kullanılmaktaydı. Ancak o hücreler, hayvan deneylerinde kullanıldığında çoğu kez tümöre dönüşmekteydi. Bu çalışmada, kullanılan hücreler ise tümöre dönüşmediği gibi fonksiyonel hale geldi.

Schwamborn, bu teknolojiyi geliştirip insanlara uygulama aşamasına getirmek istediklerini ancak bunun için uzun yıllar gerektiğini açıkladı. Parkinson hastaları için hastaların beynindeki hasta nöronların yerine, bu yöntemle üretilen sağlıklı nöronların yerleştirilmesi hedefleniyor. Bu çalışma, Stem Cell Reports Dergisi’nde yayımlandı.

LAZER IŞINIYLA OBJELER HAREKET ETTİRİLDİ

Avustralya’da geliştirilen lazer ışınlarıyla, küçük bir obje 20 santimetre uzağa taşındı. Avustralya Ulusal Üniversitesinin Lazer Laboratuvarı’nda geliştirilen ve içi boş bir boru şeklindeki lazer ışınıyla, küçük objeler itilerek veya çekilerek hareket ettirilebiliyor.

Prof. Dr. W. Krolikowski ve ekibi altınla kaplı küçük bir camı, lazerle diğer tekniklerden 100 kat uzağa taşıdı. İçi boş olan ve dışı altınla kaplanan küçük camların lazerle hareket edebilmesi için çaplarının 0,2 milimetre veya daha küçük olması gerekiyor. Lazer ışınının ortasında bulunan boşluktaki camın ve camın çevresindeki havanın lazerle ısıtılması sayesinde camın hareket ettiği açıklandı.  Bu çalışma Nature Photonics’te yayımlandı.

İNSAN BEYNİNİ ÖRNEK ALAN ENTEGRE DEVRE YAPILDI 

İnsan beynini örnek alan Doç. Dr. K. Boahen, normal bir bilgisayardan 9 bin kez hızlı işlem yapan bir entegre devre üretmeyi başardı. ABD’de Stanford Üniversitesinin Biyomühendislik Laboratuvarı’nda çalışan Boahen ve ekibinin geliştirdiği entegre devrelerle yapılan devre kartı, 40 bin dolara mal oldu.

Boahen, seri üretime geçildiğinde devre kartının maliyetinin 400 dolara kadar düşeceğini açıkladı. Boahen, bir fare beyninin korteks bölümünün bile bir masaüstü kişisel bilgisayardan 9 bin kez hızlı işlem yaptığını hatırlattı. Boahen, farenin beyninde belirli bir işlem yapılırken harcanan enerjinin, aynı işlemi yapan bilgisayardan 40 bin kat daha az güç kullandığını da vurguladı.

Neurogrid denilen sistem, yaklaşık bir milyon nöron ve bir milyar sinaptik bağlantıya eşdeğer işlem yapabiliyor. Bu sistemle, felçli hastalara elektronik kontrollü protez eklem takılarak yürümeleri sağlanabilecek. Bu buluş, IEEE tarafından yayımlandı.

KARINCA BOYUTUNDA TELSİZ CİHAZI YAPILDI 

ABD’nin Stanford Üniversitesinde Yrd. Doç. Dr.  A. Arbabian ve ekibi, boyutu bir karınca kadar olan ve pil kullanmayan telsiz cihazı yaptı. Arbabian, Elektrik Mühendisliği laboratuvarlarında geliştirdiği telsizi, gerektiğinde kitap sayfalarının arasına da koyabilmek için ürettiğini açıkladı. Arbabian, üç yıl önce, normal telsizi yeterince küçültemeyeceğini fark etti. Arbabian, alıcı ve verici antenleri küçülttü ancak pil küçülemeyeceği için telsizi pilsiz yapmanın yolunu aradı.

Kısa sürede, telsizdeki alıcı antene ulaşan elektromanyetik dalgaların enerjisini kullanan telsizi tasarlayıp üretti. Sistemin küçültülüp pile ihtiyaç duymaması için telsizin tüm parçalarını, küçük bir entegre devreye (mikroçip) sığdırdı. Bu telsizin amacı konuşarak haberleşmek değil, cep telefonu ve benzeri cihazlardan internet aracılığıyla akıllı cihazlara komut iletmek. Mikrofon ve hoparlöre de gerek kalmadığı için telsizin tek bir entegre devreye sığması mümkün oldu. Telsizin maliyetinin bir dolardan az olduğunu açıklayan Arbabian, ilerde bu telsizlerden trilyonlarcasını ev ve iş yerlerine yerleştirerek dünyanın her yerine ulaşılabileceğini belirtti.

KANSER HASTALARI İÇİN YENİ BİR UMUT

ABD’de Cornell Üniversitesinin biyomedikal mühendislik laboratuvarında, akyuvarlara iki tür protein bağlanarak metastatik kanser hücreleri yok edildi. Kanserde, ameliyat ve radyoterapi ile primer tümörlerden kurtulmak mümkün olabiliyor. Ancak kan veya lenf dolaşım sistemi içinde hareket eden metastatik kanser hücrelerini yok etme olanağı henüz yok. Cornell Üniversitesinde profesör olan M. King, insan kan örneğine benzer bir karışımda, E-selectin ve TRAIL proteinlerini akyuvarlara bağladığını açıkladı. Yaptıkları gözlemler, bu iki proteinle kaplı akyuvarlarla karşılaşan kanser hücrelerinin tamamının öldüğünü gösterdi. Laboratuvarda yürütülen bu çalışma, kanser hastaları için yeni bir umut oldu. Çalışma, Proceedings of the National Academy of Sciences of USA tarafından yayımlandı.

NANO MOTORLAR İLE TEDAVİ

ABD’de, Penn State Üniversitesinde kimya profesörü olan T. Mallouk ve ekibi üç nanometre uzunluğunda altın-rutenyum çubukları hazırladı. Üç nanometrelik altın-rutenyum çubuklar, bu tür deneylerde kullanılan ve Henrietta Lacks (HeLa) adlı kadından alınmış rahim ağzı kanser hücrelerinden laboratuvar çalışmalarında kullanılmak üzere özel olarak üretilmiş olan canlı kanser hücrelerine  yerleştirildi.

Canlı hücre içindeki nano çubuklar, ultrasonik dalgalar yardımıyla hareket ettirildi. Nano çubuklar, manyetik alan uygulanarak döndürüldü. Mallouk, canlı hücre içinde hareket eden ve döndürülen ilk nano motoru yapan kişi oldu. Nano motorlar, birbirinden bağımsız hareket ettiği için kanser tedavisinde kullanılabilecekleri açıklandı. Nanomotor hızlanınca, hücre içindeki her şeyi parçaladığı belirtildi. Mallouk sistem geliştikçe, sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanserli hücrelerin yok edileceğini açıkladı. Çalışma, Angewandte Chem. Int. Ed. Dergisi’nde yayımlandı.

İLK KEZ BÜKÜLEBİLİR EKRAN YAPILDI

Grafen adlı malzeme, elmas gibi saf karbon atomlarından oluşuyor. Grafit adlı malzemede, karbon atomlarının oluşturduğu levha katmanlarından her bir tekine grafen deniliyor. Bu levhaların kalınlığı tek bir karbon atomu kadar. Grafen, 2004’te Manchester Üniversitesinde grafitten elde edilinceye kadar pek bilinmiyordu. Grafenin keşfi, nanoteknoloji alanında ve mikro boyutlardaki elektronik malzemelerin üretiminde önemli bir gelişme oldu.

İngiltere’de Cambridge Üniversitesi Grafen Merkezinde, ilk kez grafen kullanılarak esnek ekran üretildi. Televizyon, bilgisayar veya telefon ekranlarının bükülebilir olması için farklı malzemeler denendi. Bükülebilen bir ekranda, görüntü elde etmek için kullanılacak malzemeler elektriği iletmeli ve şeffaf olmalıydı. Elektrik ilettiği ve şeffaf olduğu için en çok kullanılan malzeme ITO (İndiyum-Kalay Oksit) adlı maddeydi. Grafen ITO’dan ve benzeri oksitlerden çok daha esnekti. Bu buluş sayesinde, grafen kullanarak elbise gibi giyilebilen ekran yapma şansı doğdu.

GÜNEŞ ENERJİSİNİ ELEKTRİK ENERJİSİNE ÇEVİRİP DEPOLAYAN SİSTEM

Güneş pilleriyle, güneş enerjisi elektrik enerjisine çevriliyor ve akülere aktarılıp depolanıyor. Elektrik aktarılırken enerji kaybı çok fazla oluyor. ABD’de Ohio State Üniversitesinde geliştirilen güneş enerji pillerinin, elde ettiği elektriği kendi içinde depoladığı açıklandı. Kimya profesörü Yiying Wu, bu sistem, elektriği üretim aşamasında kendi içinde depoladığı için enerji kaybının en az düzeyde olduğunu belirtti. Bu çalışma Nature Dergisi’nde yayımlandı ve patent başvurusu yapıldı.

GÜNEŞ SİSTEMİ DIŞINDA İLK KEZ SU BULUTU BULUNDU

Avustralya’da New South Wales Ünivesitesinde fizik profesörü olan C. Tinney ve ABD’den üç araştırmacı, güneş sistemi dışındaki ilk buz bulutunu buldu. Güneş sistemindeki Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün dev boyutlarda gaz gezegenlerdir. Bu gaz gezegenlerde, donmuş su bulutları olduğu biliniyordu. Ancak güneş sistemi dışında buz bulutuna rastlanmamıştı. C. Tinney ve ekibi, Şili’de Las Campanas Gözlem Evi’nde, yakın kızılötesi teleskobuyla güneş sistemi dışındaki bir gök cisminde donmuş su bulutu buldu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.