28 Mart 2025 - Cuma Hutbesi PDF ve WORD İndir

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 28 Mart 2025 tarihli ve "Ramazan’a Veda Ederken" konulu Cuma hutbesini PDF ve WORD olarak indirebilirsiniz.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 28 Mart 2025 tarihli ve "Ramazan’a Veda Ederken" konulu Cuma hutbesi yayınlandı.

RAMAZAN’A VEDA EDERKEN

Muhterem Müslümanlar!

Ömrümüzden bir Ramazan-ı şerif daha geçmek üzere. Bu akşam kılacağımız son teravih namazımız ve yarın tutacağımız son orucumuzla bu kutlu mevsimi uğurlayacağız inşallah. Cenâb-ı Hak, bizleri; Kur’an’la hayat bulan, namazla kötülüklerden korunan, oruçla takvaya eren, zekât, sadaka ve fitrelerle malını ve nefsini temizleyen bahtiyar kullarından eylesin.

Aziz Müminler!

Ramazan, Allah’ın razı olduğu bir hayatın nasıl olması gerektiğini öğretmek için bizleri her yıl eğitime alan bir mekteptir. Bu güzide mektepte bir ay boyunca, iyi bir insan, samimi bir Müslüman olmayı öğrenmeye çalıştık. Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i okuduk. Onun mesajlarını anlamaya ve yaşamaya gayret ettik. Ramazan’dan sonra da her alanda Kur’an-ı Kerim ile kurduğumuz bu güçlü bağı koruyalım. Hayatımıza onun bereketini taşımaya devam edelim. 

Ramazan, bizleri bir ay boyunca camilerimizde ailece bir araya getirdi. Beş vakit namazımızın yanında eda ettiğimiz teravihlerde huşû içinde omuz omuza Rabbimizin divanına durduk. Dualarla, salavatlarla kalplerimizi sükûnete erdirdik. Ancak kulluğumuz, sadece bir güne ya da bir aya mahsus değildir. Yüce Rabbimiz, “Ölüm sana ulaşıncaya kadar Rabbine ibadet et.”[1] buyurarak, bizleri ömür boyu kulluğa davet etmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ise, “Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.”[2] buyurarak, ibadetlerimizi hayatın her anına aktarmamız gerektiğini hatırlatmaktadır. O halde, Ramazan’da kazandığımız ibadet alışkanlıklarımızı yıl boyunca da devam ettirelim. Çocuklarımıza cami adabını da öğreterek ailece camilere ve cemaatle namazlara devam edelim.

Kıymetli Müslümanlar!

Ramazan mektebinde, tuttuğumuz oruçlarla iradelerimizi güçlendirdik, sabırlı olmayı öğrendik. Rabbimiz, يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَع۪ينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلٰوةِۜ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِر۪ينَ “Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.”[3] buyurarak bizleri sabırlı olmaya, namazla ve sabırla Allah’tan yardım istemeye davet etmektedir. Öyleyse Ramazan ayında kuşandığımız sabrı; evimize, okul ve iş hayatımıza, çarşı, pazar ve trafiğe de yansıtmaya özen gösterelim. Kin ve nefretle değil, sağduyu ve aklıselimle hareket edelim. Kalp kırmayalım, gönül incitmeyelim.

Değerli Müminler!

İyilik ayı olan Ramazan’da, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, كُلُّ مَعْرُوفٍ صَدَقَةٌ “Her iyilik bir sadakadır.”[4] düsturuyla hareket ettik elhamdülillah. Anne babamıza, eşimize ve çocuklarımıza sevgi ve muhabbetimizi göstermek, akraba ve komşularımızın haklarını gözetmek, yetim ve öksüzlerin gönüllerine dokunmak suretiyle iyilik yolunun yolcusu olmaya çalıştık. Cenâb-ı Hakk’ın rızasını gözeterek zekât ve sadakalarımızı ihtiyaç sahipleriyle buluşturduk. Bunlarla birlikte maddi ve manevi imkânlarımızla başta siyonist işgalcilerin bombardımanlarına maruz kalan Gazzeli kardeşlerimiz olmak üzere yeryüzündeki mazlumların gönüllerinde bir umut, yüzlerinde tebessüm olmaya gayret gösterdik. Onları zalimlerin insafına terk etmeyeceğimizi bir kez daha yineledik. O halde, Ramazan ayında elde ettiğimiz bu güzel hasletleri hayatımızın her anına ve her alanına aktaralım. İyi bir insan olmaya, yeryüzünde iyiliği yaymaya, her daim zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almaya devam edelim. İyiliğin dönüştürücü bir gücünün olduğunu, dünyanın ancak iyilerle ve iyilikle dönüşeceğini asla unutmayalım.  

Aziz Müslümanlar!

Hutbemi bitirirken önemli bir hususu hatırlatmak istiyorum. Bugünden itibaren birçoğumuz, başta anne ve babamız, akraba ve dostlarımız olmak üzere sevdiklerimizle birlikte Ramazan Bayramı’nı idrak etmek için yola çıkacağız. Araç sürücülerini ve özellikle son yıllarda hızla artan motosiklet kullanıcısı kardeşlerimizi; sevinç günlerine hüzün gölgesi düşürmemek için trafikte sabırlı, anlayışlı ve dikkatli olmaya; birbirimizin hak ve hukukuna saygı göstermeye davet ediyorum.

Bu vesileyle önümüzdeki Pazar günü idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyorum. Başta Gazze olmak üzere zalimlerin zulmü altında inleyen bütün din kardeşlerimizin özgürlüklerine kavuşmalarını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.

Dipnotlar:

[1] Hicr, 15/99.

[2] Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 27.

[3] Bakara, 2/153.

[4] Buhârî, Edeb, 33.

Kaynak: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Ramazan'a Veda Ederken

28.03.2025 Ramazan'a Veda Ederken

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.