40 Direkli Çivisiz Cami Hayran Bırakıyor

Anadolu'da ahşap direkli camilerin en eskilerinden Afyonkarahisar'daki Ulu Cami, yerli ve yabancı turistlerin en çok ilgi gösterdiği mekanlar arasında yer alıyor.

Sahipata Nusretiddün Hasan tarafından, ahşap ustası Neccar Emir Hacı Bey’e 1272 yaptırılan Ulu Cami, Selçuklu ahşap ve taş işçiliğini yansıtan en önemli örnekler arasında gösteriliyor.

YANAN MESCİDİN YERİNE YAPILIYOR

Ulu Cami'nin müezzini Mehmet Yüzüak, yaptığı açıklamada, Çavuşbaşı Mahallesi'nde yer alan caminin 1272 yılında "arasta" adı verilen çarşıdaki yanan mescidin yerine inşa edildiğini söyledi.

40 ESNAFI TEMSİL EDEN 40 AHŞAP DİREK

Yanan çarşıdaki 40 esnafı temsilen camide 40 ahşap direğin bulunduğunu belirten Yüzüak, şöyle konuştu:

"Yangın çarşıyı ve esnafın namaz kıldığı Hocabey mescidini kullanılamaz hale getirmiş. Esnafın isteği ve desteğiyle Sahipata Nusretiddün Hasan tarafından, ahşap ustası Neccar Emir Hacı Bey’e bu cami yaptırılıyor. Yapan kişi de 40 esnafın anısına camiyi 40 direk üstüne inşa ediyor. Cami, bir birine geçme ve bindirme tekniği olan kündekari tekniği ile hiç çivi kullanılmadan yapılıyor. Bu özelliği ile Türkiye'de ve dünyada sayılı camiler arasında gösterilmektedir."

BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR

Afyonkarahisar Müftüsü Şaban Kabuk da 743 yıllık caminin Afyonkarahisar Kalesi'nin eteklerinde mimarisi ve ihtişamı ile yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi gördüğünü dile getirdi.

 9 ASIRLIK ABANOZ MİNBER KAPISI

Ağaç kurtlarının yemediği abanoz ağacından yapılan 9 asırlık kapının, hiçbir korucuyu madde olmadan günümüze kadar geldiğini anlatan Kabuk, şöyle devam etti:

"Mihrabında ise kenar hatlar mermer üzerine oymadır. Besmele ve Ayet-el Kürsi bulunan mihrabın son kısmında mahlas dediğimiz, mihrabı yapan ustaların isimleri yer almaktadır. Mihrabın üst kısmındaki küçük bölümde ise İhlas Suresi bulunmakta. Dikkatlice incelendiğinde surenin ilk iki ayetinin düz, son iki ayetinin ise ters asimetrik olarak yazıldığı anlaşılmaktadır."

SAKAL-I ŞERİF SERGİLENİYOR

Camide göze çarpan bir diğer unsurun ise içerisindeki mezar olduğunu belirten Kabuk, "Camide zamanın müftülerinden Çil Hafiz Ali Rıza Efendi’nin mezarı bulunuyor. Öğrencileri tarafından buraya defnedildiği biliniyor. Ayrıca özel günlerde ziyarete açılmak üzere Peygamberimizin Sakal-ı Şerifi de Ulu Cami'de bulunuyor" diye konuştu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.