50 Bin Göçmeni Ölümden Kurtardı

Deniz yoluyla Yunanistan'a geçmeye çalışan yaklaşık 50 bin kaçağın, Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince kurtarıldığı bildirildi.

Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, düzensiz göç, sadece Türkiye'nin değil, tüm Avrupa'nın en önemli sorunlarından biri haline geldi.

Türk kara sularında geçen yıl 15 bin kişi yakalanırken, bu yılın ilk 8 ayında yakalanan göçmen sayısı 48 bin 279'a ulaştı. Son 1,5 yılda insan kaçakçılığı yapan onlarca çete çökertildi, 200'den fazla "organizatör" yakalandı.

Hollanda, İsveç gibi bazı AB ülkelerinin bu yıl başından itibaren mülteci alacaklarını açıklamalarıyla binlerce göçmen Avrupa'ya akın etti. Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğünün, Sahil Güvenlik Komutanlığından aldığı bilgiye göre, deniz yoluyla gerçekleştirilen göçte geçen yıldan bu yıla yaklaşık yüzde 400 oranında artış oldu. Türk Arama Kurtarma sahasında kurtarılan göçmen sayısı geçen yıl 574 olayda 14 bin 961 kişiyken, 1 Ocak-15 Eylül 2015 tarihleri arasında bin 428 olayda, toplam 53 bin 874'e ulaştı. Umuda yolculuğun başladığı noktalar ise Suriye, Afganistan, Myanmar ve Irak olarak belirlendi.

MÜLTECİLERE EN FAZLA TÜRKİYE KUCAK AÇTI

Birleşmiş Milletler rakamlarına göre dünyada 50 milyondan fazla kişi mülteci statüsünde veya yerlerinden edilmiş durumda. 2015 itibariyle dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkesi Türkiye, en büyük kaynak ülke ise Suriye. 2.2 milyon Suriye ve Irak vatandaşına ev sahipliği yapan Türkiye, sığınmacılar için tek başına 7.6 milyar dolar harcama yaptı.

2.800 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Umuda yolculukta deniz yolunu seçen mültecilerden 2 bin 812’si hayatını kaybetti. Can kayıplarının tamamına yakını Libya ve Tunus üzerinden Malta ve İtalya'ya yönelen düzensiz göç hareketleri esnasında gerçekleşti. Deniz üzerinden yapılan düzensiz göç olayları raporlarına göre; Avrupa ülkeleri, karasularına giren mültecilerin hayatını "geri itme" operasyonları ile tehlikeye sokarken, Türk Sahil Güvenlik Komutanlığının en büyük önceliği insan hayatı. Akdeniz'de Avrupa ülkeleri tarafından gerçekleştirilen operasyonlarda ölüm oranları yüzde 1.6 iken, Türkiye’nin kendi bölgesinde gerçekleştirdiği titiz kurtarma operasyonlarında bu oran yüzde 0.1'e kadar düştü.

TEHLİKELİ YOLCULUK

Sahil Güvenlik Komutanlığı raporlarında yer alan bir başka çarpıcı bilgiye göre, davranış profilleri incelenen göçmenlerin, tüm tehlikeleri göze alarak geçmeyi başarana dek bu tür tehlikeli yolculukları tekrar tekrar denemekten çekinmedikleri görülüyor.

Raporda, "Düzensiz göçü ortaya çıkaran nedenler ortadan kalkmadığı müddetçe düzensiz göç hareketlerini tamamen engellemek mümkün gözükmemektedir" ifadesi de dikkati çekiyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.