'60 Santimlik Kardeşler'e Bebek Gibi Bakıyorlar

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Hatay'ın Reyhanlı ilçesine sığınan, doğuştan kemik erimesi hastası Suriyeli kardeşlerin boyları 60 santim ve ağırlıkları 20 kilogram.

Suriyeli 19 yaşındaki Firas ve 16 yaşındaki Ahmed Ahmed kardeşler, gündelik işlerini diğer aile üyelerinin yardımı ile yapabiliyor.

Yaklaşık iki yıl önce Suriye'nin İdlib kentinden gelerek Reyhanlı'da barınmaya başlayan 7 kişilik Ahmed ailesi, vücutları ve kiloları gelişmeyen evlatlarına bebek gibi bakıyor.

Suriye'de 10 yıl evlatlarının iyileşmesi umuduyla hastane hastane dolaştığını anlatan 43 yaşındaki baba Muhammed Ahmed, çocuklarının gelişmemesinin kendilerini çok üzdüğünü söyledi.

KEMİKLERİNDE ERİME VAR

İlk oğlu 19 yaşındaki Firas'ın normal doğduğunu anlatan Ahmed, "Doğumdan 5 ay sonra çocuğumda sorunlar gözlemledik ve hemen durumu hastaneye bildirdik. Firas'ı muayene eden doktorlar kemiklerinde erime olduğunu söylediler. Uzun süren tedaviler sonuçsuz kaldı. Şu an boyu 60 santim ağırlığı ise 20 kilogram." dedi.

Firas'tan 3 yıl sonra 16 yaşındaki Ahmed'in dünyaya geldiğini aktaran baba Ahmed, "Onun da kemik erimesi hastalığına maruz kaldığını öğrendik. Doğumdan önce böyle bir sıkıntının olmadığını söylemişlerdi. Ancak o da ağabeyi gibi boyu kısa kaldı ve gelişimi durdu. Her ikisi içinde tam 10 yıl ülkemde uğraş verdim. Yaşadığımız bölgelerde çatışma ve hava saldırıların devam etmesi üzerine çocuklarımızı alıp Türkiye'ye geldik." diye konuştu.

5 evladı olduğunu anlatan Ahmed, "Firas ve Ahmed dışındaki çocuklarımda hastalık veya başka bir sorun yaşanmadı. Allah'ıma binlerce kez şükürler olsun. İki yıla yakındır burada yaşıyoruz. Geçimimi günübirlik işlerle karşılıyorum. İkisinin de taşıması ve bakımı oldukça zor ve zahmetli. Eğer akülü araç olursa çocuklarımı rahatlıkla dışarıya çıkarabileceğim." şeklinde konuştu.

AĞABEYLERİNE "ABİLİK" YAPIYOR

Firas ve Ahmed'in kardeşi 14 yaşındaki Abdulkerim, kendisi de kalp hastası olmasına rağmen ağabeylerinin yanından bir an olsun ayrılmıyor.

Babası günübirlik işe gittiğinde annesiyle ağabeylerine bakan Ahmed, "Benim için onlar çok önemli. Benim ağabeylerim, canlarım. Ben kendimi bildiğimden bu yana evdekilerin destekleriyle hayatlarını sürdürüyorlar. Benim de kalp rahatsızlığım var, ancak ağabeylerimin her türlü işlerinde yardımcı oluyorum". diye konuştu.

AKÜLÜ ARACA İHTİYAÇLARI VAR

Boyu 60 santim ağırlığı 20 kilogram olan 19 yaşındaki Firas Ahmed, akülü aracı olmasını istediğini dile getirerek, böylece ailesine yük olmaktan kurtulacağını ifade etti.

Ailesinin uzun yıllar hastanelerde kendisi ve kardeşi için derman aradıklarını aktaran Ahmed, "Kemiklerimizde normal insanlara göre gelişim bozukluğu olmuş. Doğumdan önce tespit edilemediği için kardeşim de ben de birinin yardımı olmadan asla yerden kalkamıyoruz." dedi.

Kardeşinin ve babasının her anlarında yanlarında olduklarını ifade eden Firas Ahmed, "Onları çok seviyorum. Allah binlerce defa razı olsun. Bizim gündelik tüm işlerimizi hallediyorlar. Ancak ben ve kardeşime eğer akülü araç hediye edilirse en azından sabahtan akşama kadar bizimle ilgilenmeleri gerekmeyecek ve bizim de rahat bir şekilde dışarıda dilediğimizce gezme şansımız olacaktır. Ailemize daha fazla yük olmak istemiyoruz. " şeklinde konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.