7 Milyon Suriyeli Evinden Çok Uzakta

Suriye İnsan Hakları Örgütü 2014 yılı raporuna göre, 6 milyona yaklaşan sığınmacıların yanı sıra ülke içerisinde yer değiştirmek zorunda kalanların sayısı da 7 milyonu geçti.

SNHR tarafından iç savaşa ilişkin hazırlanan raporda, 2013 sonunda 3,1 milyon olan sığınmacı sayısının, 2 milyon 735 bin artarak 5 milyon 835 bine ulaştığı, bunların yüzde 50'den fazlasını çocukların, 35'ini kadınların, yüzde 15'ini ise erkeklerin oluşturduğu belirtildi.

Sığınmacıların çoğunun BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nde kayıtlı olmadığı, dolayısıyla istatistiklerde de zikredilmediği vurgulanan raporda, çoğunun çeşitli nedenlerle sınırdan kaçak yollarla geçmeleri ve bazılarının da akrabaları tarafından karşılanmalarından dolayı böyle bu durumun yaşandığı aktarıldı.

Türkiye'de 1,9 milyon kişiyle en çok Suriyeli sığınmacının bulunduğu ülke olarak zikredildiği raporda, Türkiye'yi, Lübnan, Ürdün ve Irak'ın takip ettiği kaydedildi.

40 BİNE YAKIN İNSAN HAYATINI KAYBETTİ

Raporda ayrıca Suriye içinde yer değiştirmek zorunda kalanların sayısının 7 milyon 245 bin olduğu ve bu kişilerin ülkenin çeşitli kentlerine dağıldığı ifade edilerek, 2,3 milyon kişiyle listenin ilk sırasında Şam kırsalının yer aldığı, onu 1,8 milyon ile Halep, 1,1 milyon ile Humus, 640 bin ile Deyr'uz Zor, 370 bin kişi ile Hama'nın takip ettiği bildirildi.

Raporda son olarak sahil kenti Lazkiye'den 325 bin kişi, Dera'dan 250 bin, İdlib'ten 180 bin, Şam'dan 160 bin ve Haseke'den ise 120 bin kişinin göç ettiğinin tespit edildiği ifade edildi.

SNHR'nin hafta içi yayımladığı raporda da bu yıl 32 binden fazlası Esed rejiminin saldırılarında olmak üzere 39 bin 21 kişinin hayatını kaybettiği belirtilmişti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.