70 Yaşında Kur'an Öğrendi

Şırnak Silopi İlçe Müftülüğüne bağlı Gençlik Merkezi İhtiyaç Odaklı Kız Kur’an Kursu'nda eğitim gören Beyaz Tunç, 70 yaşında Kur’an-ı Kerim öğrenerek ilk hatmini yapmanın mutluluğunu yaşadı.

Silopi İlçe Müftülüğüne bağlı Gençlik Merkezi İhtiyaç Odaklı Kız Kur’an Kursu'nda Kur'an eğitimine başlayan Beyaz Tunç, 70 yaşında Kur'an-ı Kerim öğrendi.

Tunç, 70 yaşında Kur'an-ı Kerim öğrenerek ilk hatmini yapmanın mutluluğunu yaşadı.

Gençlik Merkezi İhtiyaç Odaklı Kız Kur’an Kursu'nda Tunç ve diğer öğrenciler için merasim düzenlendi.

Koranavirüs tedbirlerine riayet edilerek düzenlenen merasimde konuşan Kur'an Kursu Öğreticisi Medine Tuncer, "Beyaz Teyze okuyamamış. Etrafında Kur’an-ı Kerim'i öğretecek kimse de yokmuş ve herhangi bir kursa da gidememiş. İlerleyen yaşına rağmen kursa katılan Beyaz teyze, her gün aksatmadan gelip dersini alıyordu. Umutla, gayretle öğrendi. Bir gün dersini tam okuyamamıştı, Kur'an'a sarılarak ağladı. Ben o kadar etkilendim ki 'Ne olursa olsun seninle ilgileneceğim ve Kur'an-ı Kerim'i okuyacağız, öğreneceksin.' dedim. Rabbime binlerce şükürler olsun ki Beyaz Teyze Kur’an-ı Kerim'i okumayı öğrendi." dedi.

70 yaşında Kur'an öğrenen ve tören esnasında gözyaşlarına hakim olamayan Beyaz Tunç ise "Daha önce birkaç defa denediğim halde öğrenemedim. Kur'an'ı bu sefer torunlarım yaşındaki öğrencilerle birlikte büyük bir gayret göstererek öğrendim. Bu nedenle çok mutluyum. Bu imkânı bana sunan öncelikle Hocam Medine’ye çok çok dua edip, Müftülük ve Gençlik Merkezi yetkililerine de teşekkür ediyorum." diye konuştu.

Konuşmaların ardından Kur'an Kursu Öğreticisi Medine Tuncer, Tunç'u tebrik ederek belge ve hediye takdiminde bulundu.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

KUR’AN ÖĞRENMEK İSTİYORUM

Kur’an Öğrenmek İstiyorum

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.