81 İlde Cuma Namazı Sonrasında Yağmur Duası Edildi

Yaşanan kuraklık nedeniyle 81 ilde cuma namazı sonrasında yağmur duası eden cemaat, elini semaya açtı.

Türkiye'de geciken yağmur sonrasında göl ve barajlardaki su seviyesi yüzde 50'lerin altına düştü.

Birçok bölgede su seviyesindeki düşüşün ardından kuraklık alarmı veriliyor.

Hal böyle olunca içme suyu oranlarındaki ve tarımsal sulamalardaki düşüş sonrası vatandaşlar telaşa kapıldı.

Vatandaşlar çare arıyor

Son yılların en sıcak geçen kış aylarında yağış olması için çare arayan vatandaşlar çözümü başka şekilde buldu.

Yağmur veya kar yağmasını isteyen cemaat camiyi doldurdu.

81 ilde yağmur duası edildi

Türkiye'de birlikte cuma namazını kılan cemaat daha sonra yağmur duasına çıktı.

Ellerini semaya yükselten cemaat, yağışlı günlere bir an önce dönülmesi için dua etti.

Hutbede Okunan Yağmur Duası

"Besmele: Berekete Açılan Kapı" konulu hutbe, cuma vakti Türkiye genelindeki camilerde okundu.

Besmele ile başlanan her sözün hayırlı, her işin bereketli, çıkılan her yolun istikamet üzere olduğu vurgulanan hutbede, "Besmele, dünya ve ahirette rahmet ve huzura açılan kapının anahtarıdır. O halde, besmele ile açılsın tüm sevgi ve merhamet kapıları. Son bulsun kin ve düşmanlık duyguları. Besmele ile güven kazansın sözlerimiz. Besmele ile bereketlensin işlerimiz. Besmele ile anlam bulsun bütün hayatımız." ifadeleri kullanıldı.

Son zamanların en kurak günlerinin yaşandığına dikkati çekilen hutbede, "Kar ve yağmur olarak tecelli edecek ilahi rahmete muhtacız. Geliniz, hep birlikte rahman ve rahim olan Rabbimize yakaralım. Ey merhameti bol Allah'ım acziyetimizi sana arz ediyoruz. Bizlerden rahmetini esirgeme. Allah'ım semadan rahmet damlalarını indiren sensin. Üzerimize bereketli kar ve yağmur indir. Topraklarımızı ve bizi suya hasret bırakma." duası edildi.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.