Abdest Alırken Burna Su Çekmek ile İlgili Hadisler

Abdest alırken burun nasıl yıkanır? Abdest alırken burna su çekip geri atmak ile ilgili hadis-i şerifler.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz abdest alırken burnuna su alsın sonra (sol eliyle) atsın.” (Ebû Dâvûd, Taharet, 55/140; Buharî, Kitâb’ul-Vudu, b. 25, s. 48, c. 1; Müslim, Kitâb’ut-Tahâret, b. 8, n. 237, s. 212, c. 1; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 22, n. 88 s. 66)

Hadisin Açıklaması

İstinsar: Burna önce su çekip sonra atmaktır.

Su sağ elle buruna çekilir, sonra sol elin baş ve şahadet parmağı ile atılır.

Sol elle atmak edeptendir.

*

İbn-i Abbas radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre;

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Burnunuza iki veya üç kere dolu dolu su çekerek dışarı atın (iyice temizleyin).” (Ebû Dâvûd, Taharet, 55/141; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 44, n. 48, s. 143, c. 1)

*

Asım bin Lakît bin Sabre radıyallahu anh’dan:

Babası Lakit bin Sabre’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben, Müntefik oğullarının elçisi veya Müntefik oğullarının Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gönderdiği elçiler arasında idim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in evine varınca O’nu evinde bulamadık. Mü’minlerin annesi Hz. Aişe’ye tesadüf ettik, bize etli bulamaç hazırlanmasını emretti. Hemen yapıldı. Bize hurma dolu bir tabak getirdiler. (Kuteybe, hurma tabağını zikretmedi.) Kına’ içinde hurma bulunan tabak demektir.

Sonra, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, “Bir şey yediniz mi? Veya sizin için bir şey söylediler mi?” buyurdu. Biz de evet ey Allah’ın Resûlü dedik. Bir aralık Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’le otururken, çoban, koyunları ağıla sürüp yanında (yeni) doğmuş bir kuzu ile geldi, kuzu meliyordu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem “ne doğurttun ey falan” dedi. (Çobanın ismini söyledi) çoban da: Kuzu dedi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Öyle ise onun yerine bize bir koyun kes” buyurdu. Sonra “senin için kestiğimizi zannetme, bizim yüz koyunumuz var, artmasını istemiyoruz, ne zaman çoban bir kuzu doğurtup getirse yerine bir koyun kesiyoruz,” buyurdu.

Ben de ey Allah’ın Rasûlü, benim bir ailem var, dili çok fena (her kötülüğü konuşur) dedim. Rasûl-i Ekrem: “Öyle ise onu boşa,” buyurdu.

Ben: Ey Allah’ın Rasûlü, onunla evleneli çok oldu ve ondan çocuğum var dedim. “Öyle ise ona emret.”

“Ravi diyor ki: Emret demekle sana itaat için nasihat et” demek istedi. “Eğer onda hayır varsa nasihatını kabul eder, sakın cariyelerni dövdüğün gibi aileni dövme” buyurdu. Ey Allah’ın Rasûlü, bana abdestten haber ver dedim. “Abdesti tam yap, parmaklarının arasını hilâlle, burnuna suyu fazla çek, oruçlu olduğun vakit müstesna,” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 55/142; Tirmizî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 30, n. 38, s. 56, c. 1; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, n. 114, c. 1; İbn-i Mâce Kitâb’ut-Tahâret, b. 44, n. 407, s 142, c. 1)

Hadisin Açıklaması

Hazira: Et ince ince doğranır, üstüne su dökülür, et pişince un da konur suyu çekilip koyulduğu vakit indirilir. Anadolu’da etli bulamaç dedikleri yemektir.

Sahle: Kuzu demektir.

Teyâru: Bağırıyordu.

Bühme: Koyun yavrusu demektir.

Beza: Çirkin söz

Zaina: Kadın demektir.

Ümeyye: Emenin ismi tasgîridir. Cariyecik demektir.

Bu hadis-i şerifte kadının idare edilmesi onun bazı hatalarının nasihatla sona erdirilmesi emir ediliyor. Kadına da büyük hak tanınarak döğmekten nehiy ediliyor. Aile hukukuna riayet edilmesi emir buyruluyor.

Yeni bir kuzunun doğması ile bir anaç koyun kesilip muhtaçlara dağıtılıyor. Misafire ikram ediliyor. Bununla koyun sahibi olanların malları üzerinde fakir fukaranın ve misafirlerin hakkı olduğunu da anlatıyor. Oruçlu bulunmadığımız zaman mazmazada suyu biraz daha fazla çekmemiz tavsiye buyruluyor.

*

Beni Müntefikîn elçisi Asım bin Lakît bin Sabre radıyallahhu anh’ın babası Lakıt şöyle dedi:

Beni Müntefik heyeti Hazreti Aişe’ye geldi. Bir önce geçen hadisin manasını zikir etti. Biz fazla beklemeden Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sağa, sola eğilerek, kuvvetle yürüyerek geldi. (İbn-i Cüreyc bu rivâyette “hazira” yerine “aside” dedi.) (Ebû Dâvûd, Taharet, 55/143)

Hadisin Açıklaması

Yetekallau: Kuvvetle yürüyordu.

Yetekaffeu: Yürürken sağa sola meyil ederek yürüyordu.

Bu rivâyette İbn-i Cüreyc hazira yerine “aside” demiştir. Aside: Unun, yağ ile kavrulup sonra biraz su dökülerek kaynamasından meydana gelen yemektir.

*

İbn-i Cüreyc radıyallahu anh bir önce geçen şu hadis-i nakletti, rivâyetinde:

“Abdest aldığın zaman ağzına su ver” dedi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 55/144)

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ABDEST NASIL ALINIR?

Abdest Nasıl Alınır?

ABDEST İLE İLGİLİ HADİSLER

Abdest ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.