Abdest Hususunda Vesvese Veren Şeytan (velehân)
Abdullah bin Zeyd (r.a) namazda iken kendisinde bir şey (yâni hades) vukû bulmuş gibi hisseden kimsenin hâlini Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e arzetti.
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v):
“‒Bir ses veya bir koku duymadıkca (namazdan) çıkmasın!” buyurdular. (Buhârî, Vudû’, 4)
Kişi, abdestinin bozulduğunu yakînen yani kesin olarak bilmeden, şüphe ile abdestinin bozulduğuna hükmetmez.
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:
“Biriniz mescidde iken, kabaları arasında bir yel hissetse, ses işitmedikçe veya koku duymadıkca dışarı çıkmasın!”(Tirmizî, Tahâret, 56/75)
”Sizden biri, karnında bir şeyler hissetse ve fiilen çıkıp çıkmadığı hususunda tereddüd içinde kalsa, bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça mescidden çıkmasın.” (Müslim, Hayz, 99)
Bu hadis-i şerifler namaz esnasında veya mescide girince abdestin bozulduğuna dair vesveseye düşüldüğü takdirde takip edilecek yolu göstermektedir. Bu durumdaki kişi, yellendiğini ya koku duymak, yahut ses işitmek sûretiyle bilmelidir. Bunlardan birini iyice bilmedikçe namazdan çıkmak doğru değildir. Sesi kulağı ile işitmek, kokuyu da burnu ile duymak bi’l-icmâ şart değildir. Çünkü sağır olan bir kimse sesi işitmez, burnu tıkalı olan da kokuyu duyamaz. Binaenaleyh bunların mevcut olduğunu bilmek kâfidir.
Bazan namaz kılan yellenir de sesini işitmez kokusunu da duymaz fakat bu hâlin vukû bulduğunu iyi bilirse yeniden abdest alması icab eder.
O hâlde kim abdestli olduğu husûsunda kesin bilgisi (yakîni) varken abdestinin bozulduğuna dair şekke şüpheye düşecek olursa, abdestli olduğuna hükmedip şekke itibar etmeyecektir. Kim de hades vâki olduğu hususunda yakîni hâsıl olur da abdestinin devamı hususunda tereddüde düşecek olursa abdestinin bozulduğuna hükmedecektir.
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:
“Abdest hususunda vesvese veren bir şeytan vardır. Adı da Velehân’dır. O hâlde suyun vesvesesinden sakının!” (Tirmizî, Tahâret, 43/57; Ahmed, V, 136)
Burada, abdest esnâsında meydana gelen vesvese hâline dikkat çekilmektedir. Nitekim bâzı insanlar, abdest alırken uzuvlarını güzelce yıkamadığı, unuttuğu, bazı yerlerini kuru bıraktığı, üç kere değil de iki veya bir kere yıkadığı gibi vehimlere kapılır. Bunları çevremizde çokca görürüz. Bu hâl, aynı zamanda su isrâfını da beraberinde getirir. Abdsette su isrâfı ise mekruh görülmüştür.