Abdest Üzerine Abdest Almak ile İlgili Hadis

Abdest üzerine abdest alınır mı? Abdest üzerine abdest almak ile ilgili hadis-i şerif.

Ebû Guteyf’il-Hüzelin dedi ki:

Abdullah bin Ömer radıyallahu anh’ın yanında idim. Öğle ezanı okundu abdest aldı namaz kıldı. İkindi ezanı okunduğu vakit tekrar abdest aldı ona:

– Abdestli iken tekrar abdest almak nedir? dedim, Abdullah bin Ömer:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kim abdestli iken abdest alırsa Allah ona on sevap yazar buyurdu.

Ebû Dâvud demiş ki: Müsedded’in hadis-i budur, bu daha tamamdır. (Ebû Dâvûd, Taharet, 32/62; Tirmizî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 44, n. 59, c. 1, s. 87; İbn-i Mâce Kitâb’ut-Tahâret, b. 73, n. 512, c. 1, s. 170)

Açıklama

EK 1. Gulle ırak rıtılı ile 250 Rıtıl su alan Hecerde imal edilen topraktan yapılan kaptır. İki Gulle beşyüz Rıtıl’dir. Bir rıtıl bir sâın yaklaşık beşte biridir, bir sa Ömer Nasuhi Bilmen hocamızın fıtra bahsindeki hesabına göre 3,333 gram olduğundan bir rıtıl yaklaşık 6,66 gıram eder. Böyle bir Gulle 175 litre su alır. İki Gulle 350 litre su eder.

  1. Müd: saın dörtte biridir. Yaklaşık sekizyüz otuzüç (8.333 gr.)dır.
  2. a- Rıtıl, sâ, Mekûk geçmektedir Bir sâ üçbin üçyüz otuzüç gram (3,333) beş rıtıl ve bir de bırrıtin üçte biri toplamı bir sa olduğuna göre bir rıtıl yaklaşık, altıyüz altmış gram (660 gr) olur.

b- Mekûk: Bir buçuk sâ kadar su alan bir kabdır. Bir sâı 3,333 gram kabul edersek bir buçuk sâ yaklaşık beş litre eder. Öyle ise Mekûk beş litre su alan bir kabdır.

  1. Ferak iki sâ su alan kabdır. Bir sâ’ 3,333 gram kabül ettiğimize göre bir Ferak 6,666 yani iki litre altıyüz altmışaltı gramdır.
  2. Bir de Fark kelimesi vardır.

İbn-i Esir bir Fark 22,5 (yirmi iki buçuk) sâ’dır demiş. her sâ 3,333 gram olduğuna göre bir Fark = 72 litre su eder.

  1. Arab ülkelerinde bilhassa Rıtıl Müsl az veya çok farklı kullanıldığı için Kamus tercemesinde bu kelimeler açıklanırken şöyle de denilmiş, bazıları şöyle demiştir gibi ifadeler kullanılmıştır. Onun için bu verdiğimiz değerler yaklaşık değerlerdir.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

KUR’AN’A VE SÜNNETE GÖRE ABDEST NASIL ALINIR?

Kur’an’a ve Sünnete Göre Abdest Nasıl Alınır?

ABDESTİN FARZ, VACİP VE MENDUP OLDUĞU DURUMLAR

Abdestin Farz, Vacip ve Mendup Olduğu Durumlar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.