Abdestin Farzları
Abdestin farzları kaç tanedir? Abdestin farzları nelerdir? Hak mezheplere göre, sırasıyla namaz abdestinin farzları.
Abdestin dört farzı Mâide sûresinin âyetinde belirtilmiştir. Bunlar da yüzü yıkamak, dirseklere kadar elleri yıkamak, başı meshetmek ve topuklara kadar ayakları yıkamaktan ibarettir.[1] Bunları kısaca açıklayacağız:
ABDESTİN FARZLARI
1. Yüzü yıkamak:
Yüzün bir defa yıkanması farzdır. Yüzün sınırları saçın bittiği yerden sakal veya çene altına ve kulakların köklerine kadar olan bölümdür. Sakal, bıyık ve kaşların altına suyun ulaşması gerekir.
2. Kolları yıkamak:
İki elleri dirseklerle birlikte bir defa yıkamak farzdır. Parmaklarda dar ve altına suyu geçirmeyen yüzük varsa, bunun yerinden oynatılması ve altına suyun geçmesi sağlanmalıdır
3. Başı meshetmek:
Başın dörtte bir mikdarına ıslak bir el ile veya başka bir yerde kullanılmamış temiz bir yaşlıkla bir defa meshetmek farzdır. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına meshedilmesi daha faziletlidir. Meshedilen yer iki kulağın üstüdür. Bu kısımdaki saçların üzerine meshedilmesi yeterlidir.
Mugire b. Şu’be şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.s) abdest aldı, başının önünü, sarığının üzerini ve mestlerini meshetti.” [2]
İmam Şâfiî baştan mesih miktarının bir saç teli olabileceğini söyler. Mâlikîler, Zâhirîler ve Hanbelîler’de tercih edilen görüşe göre, başın bütününü meshetmek farzdır.[3] Diğer yandan Hanbelîlere göre, kadının başının ön kısmını meshetmesi yeterlidir.
4. Ayakları yıkamak:
Ayakları iki topuklarla birlikte bir defa yıkamak farzdır. Hz. Peygamber; “Vay ateşten o topukların haline..” [4] buyurarak, ayakların topuklarla birlikte yıkanması gereğine dikkat çekmiştir.
Hanefîler dışındaki çoğunluk fakîhler, abdeste, sünnetten delillerle başka farzlar da ilâve ettiler. Şâfi ve Hanbelîler abdest âyetindeki sırayı (tertib) gözetmeyi, Mâlikî ve Hanbelîler ardarda (muvâlât) yapmayı, Mâlikîler ovmayı ve Hanefîler dışındaki bütün mezhepler “niyeti” abdestin farzı olarak kabul ederler.[5]
Âbdest âyetinde “başınızı meshedin” cümlesinin arkasından gelen “ayaklarınızı da” ifadesi, kimi fakihlerin farklı anlamasına yol açmış, Ca’feriye ekolü buna “ayaklarınızı da meshedin” anlamı vermiştir. Ancak Hz. Peygamber’in sahabeye öğretmek amacıyla, onların yanında aldığı abdestlerde ayaklarını yıkadığı ve ayakları yıkamanın faziletinden söz ettiği birçok sahabe tarafından nakledilmiştir.[6]
Dipnotlar:
[1] Mâide, 5/6 [2] Buhârî, Vudû’, 48; Aynî, Umdetü’l-Kârî, II, 376, Halep 1972. [3] bk. İbnü’l-Hümâm, age, I, 10 vd.; İbn Âbidin, age, I, 92; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-Müctehid, I, 11; İbn Kudâme, age, I, 125 vd.; Zühaylî, a.g.e I, 219 vd. [4] Buhârî, İlim, 30, Vüdû’, 27, 29; Müslim, Tahâre, 25-28, 30. [5] Zühaylî age, I, 214. [6] Müslim, Tahâret, 32; Tirmizî, Tahâret, 2; Dârimî, Vudû’, 45; bk. Zeyd İbn Alî, Müsned, s.47.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları
YORUMLAR