Abdestin ve Guslün (boy Abdesti) Hikmetleri
İslâm, temizlik dînidir. Cenâb-ı Hak Müslümanlara namaz, tavaf, Kur’ân okumak gibi bazı ibadetlerden önce abdest almalarını, bedenlerini, elbiselerini ve çevrelerini temiz tutmalarını emretmiştir. Peki İslam’da temizliğin sebep ve hikmetleri nelerdir?
ABDESTİN ALINIŞI
İslâm’da asıl olan rûh temizliği olmakla birlikte, zâhirî temizlik bunun vazgeçilmez bir vâsıtası kabul edilmiştir. Vasıta olmadan gayeye ulaşmak mümkün olmadığı gibi gâyeye ulaştırmayan vasıtanın da kıymeti yoktur. Bu sebeple Cenâb-ı Hak, kullarının hem maddî hem de mânevî olarak her türlü kirlerden arınmasını istemektedir. Yeni iman eden kişiye guslün,[1] ibadet edecek kişiye de abdestin emredilmesi bundan kaynaklanır.
İSLAM TEMİZLİK DİNİDİR
İslâm, temizlik dînidir. Cenâb-ı Hak Müslümanlara namaz, tavaf, Kur’ân okumak gibi bazı ibadetlerden önce abdest almalarını, bedenlerini, elbiselerini ve çevrelerini temiz tutmalarını emretmiştir. Bu sebeple Müslümanların temel kaynakları olan ilmihal, fıkıh ve hadis kitapları temizlik konularının işlendiği bölümlerle başlar. Âyet-i kerimede şöyle buyrulur:
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)! Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın! Hasta yahut yolculuk hâlinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelirse yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî münasebette bulunmuşsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin! Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.” (Mâide, 6)
ABDEST VE GUSLÜN İNSANA SAĞLADIĞI FAYDALAR
Âyet-i kerimenin son kısmından anladığımıza göre abdest ve guslün insana sağladığı pek çok nimetler ve faydalar mevcuttur. Allah Teâlâ bunları emretmekle kullarına olan nimetlerini tamamlamak istemektedir.
Temizlik, meleklere yaklaştırıp şeytandan uzaklaştıran ve kabir azabından kurtaran güzel bir haslettir. Temizlik, rûhun yücelip ihsân mertebesine çıkmasına ve Allah’a yaklaşmasına yardım eder. Bu yüzden âyet-i kerimede:
“…Allah temizlenenleri sever” buyrulmuştur. (Bakara, 222)
Resûlullah (s.a.v) Efendimiz de:
“Allah temizdir, temizliği sever” (Tirmizi, Edeb, 41/2799)
“Temizlik imanın yarısıdır” buyurmuştur. (Müslim, Tahâret, 1)
Resûlullah (s.a.v), abdest alan mü’minlerin küçük günahlarından kurtulacağını müjdelemiş[2], abdestli olduğu hâlde yeniden abdest alanlara Allah Teâlâ’nın on hasene yazacağını haber vermiştir. (Tirmizî, Tahâret, 44/58, 59)
ABDESTİN ZAHİRİ FAYDALARI
Abdestin zâhirî faydalarından bir kısmına şöyle temas edebiliriz: Abdest âzâları açıkta olduğu için çabuk kirlenir. Bu sebeple onları günde beş defa yıkamak, insana maddî ve mânevî sıhhat verdiği gibi aklen ve zihnen uyanık olmasını da sağlar. Diğer taraftan insandaki tabiî menfezlerin günde birkaç defa temizlenmesi gerekir. Bunun sebebi daha çok buraların kirlenmesi ve neticede hastalıklara yol açmasıdır. Ağız ve burundan hava ve besin maddelerini aldığımızdan buraların sık sık temizlenmesi elbette faydalıdır. Abdest öncesi tuvalette yapılan taharet, istibra ve istincanın da çok büyük bir ehemmiyeti vardır.
Abdest suyu sıcaksa damarları genişleterek, soğuksa daraltarak, bilhassa kalpten uzak olan damarların esnekliğini ve zindeliğini sağlar. Bu ısı farkı, dolaşımın yavaşlaması sebebiyle dokularda biriken besinleri umûmî dolaşıma katar. Nitekim küçük yaşlardan beri abdest alan insanların damar sertliği, dolaşım bozukluğu, bunama gibi hastalıklara yakalandığı nâdir görülmüştür. Abdest lenf dolaşımının (korunma sisteminin) düzenli çalışmasına da yardımcı olur. Bunun yanında vücûdun statik elektriğini de dengede tutar. Normalde bu elektrik deri altındaki minik kasları gerer ve sonunda işlemez hale getirir. Yüzde oluşan erken kırışmalar bu sebepledir. Devamlı abdest alan insanların nur yüzlü olup derilerinin fazla kırışmamasının bir sebebi de, vücutlarındaki statik elektriğin devamlı dengede durmasıdır.[3]
MİSVAKIN FAYDALARI
Abdest alırken misvak kullanmak da mühim bir sünnettir. Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Misvak, ağzı temizler, Rabbin rızâsını kazandırır.” (Nesâî, Tahâret, 5/5)
“Eğer ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim, her namaz (hazırlığın)da misvak kullanmalarını emrederdim.” (Buhârî, Cum’a, 8)
Allah Resûlü (s.a.v), sâir vakitlerde de misvağa ehemmiyet verirdi. Gece teheccüd için kalktığında hemen misvakla dişlerini temizler, abdest alır ve namaz kılardı. Yine evine girdiği zaman ilk yaptığı işi, dişlerini misvaklamak olurdu. (Müslim, Müsâfirîn, 139; Tahâret, 43-44)
GUSLÜN (BOY ABDESTİ) FAYDALARI
Gusül (boy abdesti) ise sinir sistemini düzenler. Âsâb bozukluğunu hafifletip gönül huzuru bahşeder. Yorgunluğu giderir, vücûdun dinlenmesini ve dinçleşmesini sağlar. Deri ve vücut sağlığı açısından da guslün ehemmiyeti âşikârdır. Zira gusül abdesti, derideki gözeneklerin açılıp rahatlamasını, vücûdun kolayca teneffüste bulunmasını sağlar.[4]
İSLAM’DA TEMİZLİĞİN ÖNEMİ
Görüldüğü gibi İslâm, her insanın mecbûren yapması gereken temizliği, ibadet hüviyetine büründürmüş, böylece insanın, temizlik yaparken aynı zamanda bir ibadet neşvesi içinde olmasını da temin etmiştir.
Hâsılı, temizlik ve nezâket Müslümanların şiârıdır. Onlara göre temizlik, maddî, mânevî, sıhhî ve dînî yönlerden zaruridir. Temizlik olmadan ibadetleri hakkıyla îfâ etmek bile mümkün değildir. Müslümanın hayatı temiz olduğu gibi vefâtı da temizdir. Vefât ettiğinde cenâzesi güzelce yıkanır, boy abdesti aldırılır ve tertemiz beyaz bir kefene sarılarak yine temiz bir toprağa emânet edilir. Kıyâmet günü yine oradan temiz bir şekilde kalkması için dua edilir.
Pislik ise bazen ölümle neticelenen, çoğu kez de bedeni zayıflatan ve güçsüz bırakan birçok hastalığın sebebidir. İnsanların ve hayvanların salgın hastalıklara yakalanmaları da umûmiyetle pislik sebebiyledir. Pis ve hasta bir bedendeki kafa, doğru dürüst düşünemez. Hasta, cılız ve arık bir neslin zürriyeti de sağlıksız olur.[5]
[1] Ebû Dâvûd, Tahâret, 129/355.
[2] Müslim, Tahâret, 32; Tirmizî, Tahâret, 2/2.
[3] Mevlüt Özcan, Gusül Abdesti -Alınışı ve Hikmetleri-, İstanbul 1991, s. 85-91.
[4] Mevlüt Özcan, a.g.e., s. 12.
[5] Prof. Dr. Süleyman Uludağ, İslâm’da Emir ve Yasakların Hikmeti, s. 73.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yayınları
YORUMLAR