Abdülkadir Geylâni Hazretleri’nin Allah’a Yakarışları

Hak dostlarından Abdülkadir Geylâni Hazretleri’nin münâcâtlarından bazıları.

Kādiriyye tarikatının kurucusu, Hazret-i Abdülkadir Geylâni’nin kuddise sirruh münâcâtları.

ABDÜLKADİR GEYLANİ HAZRETLERİ’NİN ALLAH’A YAKARIŞI

Allah’ım! Bize gerek sana karşı, gerek kullarının seçkinlerine karşı hüsn ü edeble davranmayı nasip et. Sebeblere dayanıp güvenme ibtilasına bizi mübtela kılma! Seni, tevhidimiz ve sana olan tevekkülümüz, üzerinde bizi sabit kadem eyle! Bizi kendinle ve hacetleri yalnız sana arzetmekle başkalarından müstağnî kıl! Bizi kendi sözlerimizle ve kendi amellerimizle imtihan etme! Onlar sebebiyle cezalandırma, bize lütfunla, kereminle, cezamızdan vazgeçmekle ve müsamahanla muamele et amin! (Sohbet, 61)

Allah’ım! Ey bütün varlıkları yaratan. Ey sebeblerin müsebbibi! Bizi varlıkları ve sebebleri sana ortak tanıma bağından kurtar. (62)

Allah’ım! Beni de dua isteyeni de kendinden başkasına muhtaç etme! Yalnız sana muhtaç olalım. Seninle müstağnî olalım yalnız seni zikredelim. Yalnız senden isteyelim. (62)

Allah’ım! Bizler hepimiz seni murâd ediyoruz. Seni diliyoruz. Ancak, afetler ve engeller bizim önümüzü kesiyor. Sana gelmemize mani oluyorlar. (62)

Allah’ım! Bizi gaflet uykusundan uyandır. Bizim kimimizi, kimimizden faydalandır. Bizi yalnız kendinle meşgul et! Tâ ki nefislerimiz islah olsun. Nefislerimize sana gelen yolu göster, ömrümüzün kalan kısımını senin yolunda meşguliyetle geçirelim.

Allah’ım! Bizi helak olmaktan kurtar, senden yalnız yakınlığını dileriz. Dünyada da ahirette de dünyada kalplerimizle, ahirette gözlerimizle, yalnız sana nazar etmeyi dileriz.

Allah’ım! Sen bütün insanları kendi kapına yönelt. Bu benim tek ve ebedî isteğimdir. Her şey sana aittir, sana mahsustur. Bu benim sevap kazanmama vesile olabilecek umumî bir duadır.

Allah’ım Muhammed aieyhisselâma ve O’nun soyuna salât selâm eyle. İslâm ümmetinin önderini de İslâm ümmetini de muhafaza eyle. Tebeayı da tebeanın başındakini de sen koru. Onların kalblerini hayır bahğ sinde biribirine kenetle. Hayırlı işlerde birlik olsunlar. Biribirinin şerrini diğerinden def et. Birbirlerine zararlı olmasınlar.

Allah’ım! Sen bizim kalplerimizi biliyorsun. Onları ıslah et. Sen bizim ihtiyaçlarımızdan haberdarsın, onları veriver. Sen bizim günâhlarımızı biliyorsun, onları affediver. Sen bizim kusurlarımızı, ayıblarımızı biliyorsun, onları örtüver. Bizi nehyettiğin yerlerde görme. Yasak ettiğin yerlere gitmiş olmayalım. Emrettiğin yerlerde bizi arar duruma düşme. Biz daima senin emrettiğin yerlerde bulunalım. Bize zikrini unutturma. Bizi mekrinden emin kılma. Bizi kendinden başkasına muhtaç etme. Kendinden başkasına meyleder ve el açar duruma düşürme. Bizi senden ayıran her şeyi bizden ayır. Bize zikrini şükrünü ve güzel bir kullukla kulluk etmeyi ilham et.

Allah’ım! Kötü fiillerimizi ifşa etme. Günâhlarımızı örten perdelerimizi yırtma. Kötü amellerimiz sebebiyle bizi cezalandırma. Bizi gaflette bırakma. Gaflet ve nisyan üzere bizi cezalandırma.

Ya Rabbi! Eğer unutur veya hata edersek bu yüzden bizi muaheze etme.

Ey Rabbımız! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme.

Ey Rabbımız! Takatimizin yetmeyeceği şeyi bize taşıtma. Bizden sâdır olan günâhları affet, bizi mağfiret eyle. Yarlığa. Bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın. Kâfir kavimlere karşı da bize yardım et. (Fethü’r-Rabbanî, 26. sohbet)

Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 1, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ABDÜLKADİR GEYLÂNİ HAZRETLERİ’NİN DUALARI

Abdülkadir Geylâni Hazretleri’nin Duaları

ABDÜLKADİR GEYLANİ HAZRETLERİ KİMDİR?

Abdülkadir Geylani Hazretleri Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.