Abdullah b. Amr (ra.) Hakkında Nazil Olan Ayetler

Abdullah b. Amr’ın (ra.) Allah’tan niyaz etmesi üzerine nazil olan âyet-i kerîmeler...

Hazret-i Câbir bir başka rivâyette şöyle anlatır:

ABDULLAH B. AMR (RA.) HAKKINDA NAZİL OLAN AYETLER

“Bir defasında ben mahzun bir hâlde iken Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile karşılaşmıştık. Bana:

«–Seni niye böyle üzgün görüyorum?» buyurdu.

«–Babam (Abdullah b. Amr) Uhud’da şehid düştü. Geriye, bakıma muhtaç kalabalık bir âile ve bir de hayli borç bıraktı.» dedim.[1] Bunun üzerine:

«–Allâh’ın babanı nasıl karşıladığını sana müjde edeyim mi?» buyurdu. Ben; «Evet!» deyince şöyle devâm etti:

«–Allah, hiç kimse ile yüz yüze konuşmaz, dâimâ perde arkasından konuşur. Ancak, babanı diriltti ve onunla perdesiz yüz yüze konuştu:

“–Ey kulum, ne dilersen Ben’den iste, vereyim!” buyurdu. Baban:

“–Ey Rabbim, beni dirilt, Sen’in yolunda tekrar şehîd olayım!” dedi.

Allah Teâlâ Hazretleri:

“–Ama Ben daha önce, «Ölenler artık dünyaya geri dönmeyecekler!” diye hükmettim.» buyurdu.[2]

Baban da:

“–Ey Rabbim, öyleyse (benim hâlimi) arkamda kalanlara bildir!” dedi. Bu talep üzerine şu âyet-i kerîmeler nâzil oldu:

“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilâkis onlar diridirler; Allâh’ın, lûtuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile mesrur bir hâlde Rab’leri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehid kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesini vermek isterler.” (Âl-i İmrân, 169-170)»” (İbn-i Mâce, Mukaddime, 13/190)

Dipnotlar:

[1] Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Câbir t’a her hususta dâimâ yardımcı olmuştur. Meselâ, borcunu ödemesi için bahçesine giderek malını bereketlendirmesini Allah’tan niyâz etmiş, Allah Rasûlü’nün bu duâsı neticesinde Hazret-i Câbir’in hurmaları mûcizevî bir şekilde bereketlenerek bütün borçlarına kâfi gelmiştir. (Buhârî, Vasâyâ 36, İstikrâz 9, Cihâd 49, Büyû’ 34; Müslim, Müsâkât, 109; Ahmed, III, 303, 373, 391) [2] Tirmizî, Tefsîr, 3/3010.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ŞEHİTLİK NEDİR? ŞEHİTLİK İLE İLGİLİ HÜKÜMLER NELERDİR?

Şehitlik Nedir? Şehitlik ile İlgili Hükümler Nelerdir?

ŞEHİTLİK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Şehitlik İle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.