Abdullah Bin Abbas'ın (r.a) Duası

DUALAR ve ZİKİRLER

Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) iki kez duasına mazhar olan, Abdullah b. Abbas’ın (r.a) okuduğu rivayet edilen duanın Arapçası ve Türkçe anlamı...

Hz. Peygamber’in (s.a.v.) kendisine iki defa dua ettiği Abdullah İbni Abbas (r.a.), Hz. Peygamber’in amcası Abbas radıyallahu anh’ın oğludur. Annesi Hz. Hatice’den hemen sonra müslüman olan Ümmü’l-Fazl Lübâbe’dir.

İbni Abbas hicretten üç yıl önce Mekke’de doğunca, onu getirip Resûl-i Ekrem’in kucağına verdiler. Efendimiz mübarek ağzında çiğnediği bir hurmayı onun damağına çaldı. İbni Abbas tahnik denilen bu hâdise sebebiyle ashâb arasında pek üstün meziyetlere sahip olmuştur.

ABDULLAH BİN ABBAS'IN (R.A) DUASI

Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) iki kez duasına mazhar olan, Abdullah b. Abbas’ın (r.a) okuduğu rivayet edilen duanın Arapçası ve Türkçe anlamı...

  • Arapçası:

اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِكَ تَهْدِي بِهَا قَلْبِي ، وَتَجْمَعُ بِهَا شَمْلِي ، وَتَلُمُّ بِهَا شَعْثِي ، وَتَرُدُّ بِهَا أُلْفَتِي ، وَتُصْلِحُ بِهَا دِينِي ، وَتَحْفَظُ بِهَا غَائِبِي ، وَتَرْفَعُ بِهَا شَاهِدِي ، وَتُبَيِّضُ بِهَا وَجْهِي ، وَتُزَكِّي بِهَا عَمَلِي ، وَتُلْهِمُنِي رُشْدِي ، وَتَعْصِمُنِي بِهَا مِنْ كُلِّ سُوءٍ ، اَللّٰهُمَّ أَعْطِنِي إِيمَانًا صَادِقًا ، وَيَقِينًا لَيْسَ بَعْدَهُ كُفْرٌ ، وَرَحْمَةً أَنَالُ بِهَا شَرَفَ كَرَامَتِكَ فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ ،

اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْفَوْزَ عِنْدَ الْقَضَاءِ ، وَنُزُلَ الشُّهَدَاءِ ، وَعَيْشَ السُّعَدَاءِ ، وَمُرَافَقَةَ الْأَنْبِيَاءِ ، وَالنَّصْرَ عَلٰى الأَعْدَاءِ ، اَللّٰهُمَّ أُنْزِلُ بِكَ حَاجَتِي وَإِنْ قَصُرَ رَأْيِي ، وَضَعُفَ عَمَلِي افْتَقَرْتُ إِلَى رَحْمَتِكَ ، فَأَسْأَلُكَ يَا قَاضِيَ الأُمُورِ ، وَيَا شَافِيَ الصُّدُورِ ، كَمَا تُجِيررُ بَيْنَ الْبُحُورِ أَنْ تُجِيرَنِي مِنْ عَذَابِ السَّعِيرِ ، وَمِنْ دَعْوَةِ الثُّبُورِ ، وَفِتْنَةِ الْقُبُورِ ، اَللّٰهُمَّ مَا قَصُرَ عَنْهُ رَأْيِي وَضَعُفَ عَنْهُ عَمَلِي ، وَلَمْ تَبْلُغْهُ أُمْنِيَتِي مِنْ خَيْرٍ وَعَدْتَهُ أَحَدًا مِنْ عِبَادِكَ ، أَوْ خَيْرٍ أَنْتَ مُعْطِيهِ أَحَدًا مِنْ خَلْقِكَ ، فَإِنِّي أَرْغَبُ إِلَيْكَ فِيهِ ، وَأَسسْأَلُكَهُ يَا رَبَّ الْعَالَمِينَ ،

اَللّٰهُمَّ اجْعَلْنَا هَادِينَ مَهْدِيِّينَ غَيْرَ ضَالِّينَ وَلاَ مُضِلِّينَ ، حَرْبًا لِأَعْدَائِكَ ، سِلْمًا لِأَوْلِيَائِكَ ، نُحِبُّ بِحُبِّكَ النَّاسَ ، وَنُعَادِي بِعَدَاوَتِكَ مَنْ خَالَفَكَ مِنْ خَلْقِكَ ، اَللّٰهُمَّ هَذَا الدُّعَاءُ ، وَعَلَيْكَ الاسْتِجَابَةُ ، وَهَذَا الْجَههْدُ وَعَلَيْكَ التُّكْلانُ ، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بالله ، اَللّٰهُمَّ ذَا الْحَبْلِ الشَّدِيدِ ، وَالأَمْرِ الرَّشِيدِ ، أَسْأَلُكَ الأَمْنَ يَوْمَ الْوَعِيدِ ، وَالْجَنَّةَ يَوْمَ الْخُلُودِ ، مَعَ الْمُقَرَّبِينَ الشُّهُودِ ، الرُّكَّعِ السُّجُودِ ، الْمُوفِينَ بِالْعُهُودِ ، اَللّٰهُمَّ إِنَّكَ رَحِيمٌ وَدُودٌ ، إِنَّكَ تَفْعَلُ مَا تُرِيدُ ، سُبْحَانَ الَّذِي تَعَطَّفَ بِالْعِزِّ وَقَالَ بِهِ ، سُبْحَانَ الَّذِي لَبِسَ الْمَجْدَ وَتَكَرَّمَ بِهِ ، سُبْحَانَ الَّذِي لاَ يَنْبَغِي التَّسْبِيحُ إِلاَّ لَهُ ، سُبْحَانَ ذِي الْفَضْلِ وَالنِّعَمِ ، سُبْحَانَ ذِي الْقُدْرَةِ وَالْكَرَمِ ، سُبْحَانَ الَّذِي أَحْصَى كُلَّ شَييْءٍ عِلْمُهُ ، اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ لِي نُورًا فِي قَلْبِي ، وَنُورًا فِي سَمْعِي ، وَنُورًا فِي بَصَرِي ، وَنُورًا فِي قَبْرِي ، وَنُورًا فِي شَعْرِي ، وَنُورًا فِي بَشَرِي ، وَنُورًا فِي لَحْمِي ، وَنُورًا فِي دَمِي ، وَنُورًا فِي عِظَامِي ، وَنُورًا بَيْنَ يَدَيَّ ، وَنُورًا مِنْ خَلْفِي ، وَنُورًا عَنْ يَمِينِي ، وَنُورًا عَنْ شِمَالِي ، وَنُورًا مِنْ فَوْقِي ، وَنُورًا مِنْ تَحْتِي ، اَللّٰهُمَّ زِدْنِي نُورًا ، وَأَعْطِنِي نُورًا ، وَاجْعَلْ لِي نُورًا "

  • Türkçe Anlamı:

“Allah’ım! Katından öyle bir rahmet istiyorum ki onunla, kalbime hidâyet, işlerimde intizam, kötü giden işlerime düzen lutfet, ülfetimi iade eyle, dinimi ıslah et, bâtınımı iman ve güzel ahlâkla koru, zâhirimi sâlih amelle yükselt, amelimi tezkiye eyle, yüzümü ak eyle, iyiliği ilhâm et, ihtiyacımı gider, bütün kötülüklerden koru.

Allah’ım! Senden sâdık ve yakînî bir imân istiyorum, artık ondan sonra küfür olmasın. Dünyâ ve âhirette ikramının şerefine ulaşacağım bir rahmet ver.

Allah’ım! Hakkımda hüküm verdiğin zamanda kurtuluşu, şehidlerin derecesini, mesud bir hayatı, düşmanlara karşı zaferi, nebilerle dostluğu istiyorum.

Allah’ım! Anlayışım kıt, amelim az da olsa ihtiyacımı sana arz ediyorum.

Rahmetine muhtacım. Ey işlere hükmedip yerine getiren, kalplere şifa veren!

Bitişik olduğu halde denizlerin arasını ayırdığın gibi, beni cehennem azabından,  mahşerde helâke çağıran nidadan, kabir fitnesinden aramı ayırmanı istiyorum. Allah’ım! Anlayışım kıt, amelim az, niyet ve hayalim ulaşmasa da kullarından birine vâdettiğin veya mahlûkatından birine verdiğin hayrı ben de senden talep ediyorum ey âlemlerin Rabbi olan Allah’ım!

Allah’ım! Bizi doğru yolu bulan ve doğru yolu gösteren kullarından et. Sapıtan ve saptıranlardan etme. Düşmanlarınla cihâd halinde, dostlarınla sulh halinde olanlardan et. Senin bize olan sevginden dolayı biz de insanları seviyoruz. Mahlûkatından sana muhâlefet edenlere senin düşmanlığından dolayı düşmanlık besliyoruz. Allah’ım! Duamız bu, kabul sana aittir. Çalışmamız gayretimiz bu; tevekkül ve itimad sanadır. Biz Allah’a aidiz ve O’na dönmekteyiz. Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.

Ey kuvvet sahibi olan ve işin en iyisini yapan Allah’ım! Kıyamet günü senden emniyet istiyoruz. Âhiret günü, sana yakın olanlar, cemaline nazar edenler, çok rükû ve secde ehli olanlar ve sana olan ahdine vefâ gösterenlerle birlikte cenneti istiyoruz. Sen çok merhametli, çok seven ve istediğini yapansın. İzzetle vasıflanan ve bunu beyân eden Allah’ı tenzih ederim. Şerefle vasıflanan ve onunla kullarına nimet veren ve üstün kılan Allah’ı tenzih ederim. Kendisinden başkası tesbih edilmeyen, bol bol veren ve nimet sahibi olan Allah’ı tenzih ederim. İlmiyle her şeyi kaplayan Allah’ı tenzih ederim.

Allah’ım! Kalbime nur ver, kabrimi nurlu kıl, işitmeme nur ver, görmemi nurlu kıl, saçımda, cildimde, etimde nurun olsun. Kanımı ve kemiğimi nurlu kıl. Önümü, arkamı nurlandır; sağımı, solumu nurlandır. Üstümde altımda nurun olsun. Allah’ım! Nurumu artır. (söylediklerimin hepsine bedel olacak) bir nur ver, (söylenmiyenleri de kuşatacak) bir nur daha ver."

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (S.A.V.) ABBAS’A (R.A.) YAPTIĞI İKİ DUA

Daha sonraları Hz. Peygamber ona iki defa dua etmiş, bu dualarından birinde “Allahım! Onu büyük din âlimi (fakîh) yap ve ona Kur’an’ı öğret!” buyurmuştur. Bu sebeple İbni Abbas Kur’ân-ı Kerîm’i en iyi bilen sahâbî olmuş, kendisine Tercümânü’l-Kur’ân unvânı verilmiştir. Ümmetin en âlimi anlamında Hibrü’l-ümme diye de anılmıştır.

Hz. Peygamber’in hanımlarından Meymûne annemiz onun teyzesi idi. Bu sebeple bazı geceler Resûl-i Ekrem’in yanında kalır, onun fiil ve hareketlerini, ibadetlerini tâkip ederdi. Efendimiz’in vefatında henüz 13 yaşında olan İbni Abbas, zekâ ve anlayışı sebebiyle birçok defa Hz. Peygamber’in takdirini kazanmıştır. Talebelerine birgün tefsir, birgün siyer ve megâzî, birgün edebiyat, bir başka gün Arapların meşhur savaşları demek olan Eyyâmü’l-arab okuturdu.

Kaynak: Yrd. Doç Dr. Veysel Akkaya, Kalplere Şifa Salavat ve Dualar, Erkam Yayınları