Abdurrahman Bin Avf Cennetle Nasıl Müjdelendi?
Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, mâzî, hâl ve istikbâl boyutlarından müstağnî olduğu Mîrâc Gecesi’nde istikbâle âit birtakım ibretli vak’alar seyretmiş ve bunları mâzî sîgasıyla, yâni olmuş bir sûrette aktarmışlardır. Bununla alâkalı bir misâl de Aşere-i Mübeşşere’den olan Abdurrahmân bin Avf Hazretleri hakkındadır.
Hadîs-i şerîfte buyrulur:
“O gece (Mîrâc Gecesi’nde) Abdurrahmân bin Avf’ı gördüm. Cennete, oturduğu yerde emekleyerek giriyordu. Ona dedim ki:
«–Niçin bu kadar ağır geliyorsun?»
Dedi ki:
«–Yâ Rasûlallâh! Malımın hesâbı dolayısıyla, çocukları bile ihtiyarlatacak kadar ağır sıkıntılar geçirdim. Öyle ki, bir daha sizi göremeyeceğimi zannettim...»” (Muhammed Pârsâ, Faslu’l-Hıtâb, s. 403)
Abdurrahmân bin Avf -radıyallâhu anh-, Medîneʼye hicret etmiş ve zengin olmuştu. Bir gün kulağına bu geldi. Hemen Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-’nın yanına giderek, Hazret-i Peygamber’den böyle bir hadîs-i şerîfin vârid olup olmadığını sordu. Âişe -radıyallâhu anhâ-, bu hadîsin vârid olduğunu söyleyince, sevincinden yüreği kanatlanan Abdurrahmân bin Avf Hazretleri, o sırada Şam’dan yeni gelmiş bulunan kervanını olduğu gibi derhâl Allâh yolunda infâk eyledi.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz.Muhammed Mustafa-1, Erkam Yayınları