Acele Yapıldığında Methedilen İbadet

Zekat

Hayırda yarışmak ve hayır işlerinde acele etmek, sayılı dünya günlerini değerlendirmenin en güzel yoludur.

Sâlih ameller yapan ve hayır işleyen kişi, ancak kendi faydasına çalışmış olur.[1] Zîrâ Cenâb-ı Hak şu vaatte bulunur:

“Zerre kadar hayır işleyen, onun karşılığını (mutlaka) görür.” (ez-Zilzâl, 7)

“…Hayır olarak ne yaparsanız Allah onu muhakkak bilir.” (el-Bakara, 273)

Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurur:

“Ömrü ancak birr (her çeşit hayırlar, iyilikler, ihsanlar) uzatır; kaderi de ancak duâ geri çevirir. Kişi, işlediği günah sebebiyle rızkından mahrum bırakılır!” (İbn-i Mâce, Mukaddime, 10)

HAYIRDA YARIŞIN

Amel defterini hayırlarla doldurarak Cennette yüksek bir makâma nâil olmak isteyen mü’min, acele etmeli ve vaktini iyi değerlendirmelidir. İmkânı nisbetinde gücünün yettiği her hayrı işlemeye gayret etmelidir. Ancak hayırda yarışırken sâlih amelleri aceleye getirerek kusurlu ve noksan yapmamalıdır. Nitekim meşhur âlim Aliyyu’l-Kârî, bu hususta şu açıklamayı yapar:

“Allâh’ın emirleri olan taatları yapma husûsunda acele edip onlara koşmak ile bizzat taatleri yerine getirirken acele etmek arasında büyük fark vardır. Bunlardan birincisi güzel ve methedilmiş, ikincisi ise zemmedilmiştir.”

Yâni ibâdet ve hayırları tam vaktinde yapmak için acele etmek lâzımdır. Lâkin bunları alelacele îfâ ederek hemen bitirmeye çalışmak doğru değildir. Zîrâ Cenâb-ı Hak, yapılan bir işin düzgün ve sağlam olmasından râzı olur.

Velhâsıl bir mü’min, son durağı Cennet oluncaya kadar hiçbir hayra doymaz. Zîrâ Hicr Sûresi’nde:

“Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibâdet et!” (el-Hicr, 99) buyrulmaktadır.

[1] Bkz. el-Câsiye, 15.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları