Acının Rengi Aynı

İnsanlık bir bütün gibi hissettiğinde acılar azalacaktır. “Ya hilkatte eşiz, ya dinde kardeşiz” diyor Hazreti Ali Efendimiz.

Sizin hiç canınız yandı mı?

Büyük bir acı çektiniz mi?

Bir sevdiğinizi kaybettiniz mi?

Bir yakınınızın yok oluşunu gördünüz mü?

Çaresiz kaldınız mı?

Size ulaşacak bir yardım elini ümitsizce beklediniz mi hiç?

Derinden derine gözyaşı döktünüz mü?

Çocuğunu kaybeden bir annenin gözyaşını içinizde hissedebilir misiniz?

Ya annesini kaybeden bir çocuğun hıçkırığını?

Toplama kamplarında çadırların arasında ayak çıplak, karnı aç dolaşan çocukların gözyaşlarını?

Yavrularının eline bir parça ekmek verememenin ıstırabı ve çaresizliği ile gün gün eriyen bir annenin gözyaşına şahid oldunuz mu?

Ülkesini, malını, ailesini koruyamayarak, yarın hayali kalmamış bir babanın bitikliğini tahayyül edebilir misiniz?

Eşini yitiren bir kadının çaresizliğini? Ya da bir erkeğin yalnızlığını?

Ya bir babanın aslan gibi delikanlısını kör bir kurşunun alıp götürmesinin şahidi oldunuz mu?

Yiğidi, aslanı genç yavrusunu vatanı uğruna şehit veren bir annenin volkan gibi kabaran iç dünyasının tercümanı olan damlalarını görüp ne hissettiniz?

Sayın sayabildiğiniz kadar?

Ateş düştüğü yeri yakıyor, kavuruyor. Acı, taa derinlere iniyor.

Hepsinde aynı gözyaşı akıyor. Ruhumuzun derinliklerinden doğan, insan olma pınarlarımızdan başlayıp gözlerden boşalan o damlalar.

Hepsi beyaz

Yanaklardan aşağı çağlayan gibi süzülüyor.

ACININ RENGİ AYNIDIR

Siyah insanda da aynı gözyaşı, sarıda, beyazda da.

Küçükte büyükte, erkekte kadında hep aynı.

Mesela bir Somali’li anneden akan gözyaşı ile Arakan’lı, Suriye’li anneden akan yaş aynı.

İstanbul’daki bir çocuk ile Londra’daki bir çocuğun, Pekin ile Berlin’dekinin akıttığı göz yaşında fark yok. Doğu-Batı, Asya-Avrupa fark etmez. Acı, geldiği zaman deler geçer yürek sahiplerini.

Gazze’de her gün onlarca insan ölürken etrafındakilere bıraktığı acı yok mu? Suriye’linin, Somali’linin, Arakan’lının acısı emin olun daha az değil. Çünkü onların da içleri yanan anneleri, babaları, kardeşleri, eşleri, çocukları var. Onlar da insan. Onların da hissedebilen yürekleri, kalpleri var.

Öyleyse ağlatmamak için gelin bir şeyler yapalım. O acıları bir nebze içimizde hissetmeye çalışalım. Başkalarının acılarına ortak olarak katı, kalplerimizi yumuşatalım. Gözyaşıdır insanı yıkayan. Görün bakın o zaman ne çok şey değişecek.

Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını hissedebiliyorsa insandır. Hissedebilmek için sessiz feryatları duyabilmek gerekir. Yeter ki yüreklerimizin kulakları sağır olmasın.

İnsanlık bir bütün gibi hissettiğinde acılar azalacaktır. “Ya hilkatte eşiz, ya dinde kardeşiz” diyor Hazreti Ali Efendimiz.

Hilkatte eş olanın onurunu korumalıyız.

Hilkatte eş olanın ahlakını korumalıyız.

Hilkatte eş olanın hukukunu korumalıyız.

Yine aynı renk olacak ama, işte o zaman dünyada gözyaşları acıdan değil, mutluluktan akacak.

Kaynak: Medet Bala, Bala, Altınoluk Dergisi, Sayı: 393

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.