Acıyabilme Aşısı
Ramazan, bir acıyabilme aşısıdır. Çünkü Ramazan, bize aynı zamanda acıyabilmeyi de telkin eder. Acıyabilmek, Allah’ın büyük bir lütfudur, acımak merhametin mahsûlüdür. Acıyan cömerttir, mütevazıdır, hizmet ehlidir, vicdan sahibidir.
Oruç, hayat mücadelesinde zarurî olan «sabır, hâle rızâ, irade, azim, sebat ve nefsânî arzulardan uzaklaşma» gibi hâllerin talimi ile ahlâkî durumumuzu kemale erdirir.
Oruç, nimetlerin kadrini bildiren, şükran hisleri uyandıran, yoksulların ve çaresizlerin hâlinden anlama şuuru kazandıran, nefsânî arzu ve temâyülleri bertaraf eden, maddenin esaretinden kurtarıp «sabır» denilen en yüksek ahlâkî meziyete eriştiren bir ibadettir.
Bu itibarla orucun Hak katında makbul olması için midenin açlığına ilâveten dil, göz, kulak gibi diğer uzuvlara da oruç tutturulmalıdır.
Oruçlu iken ağza bir şey girmemesine dikkat edildiği gibi, ağızdan çıkan her kelimeye de dikkat edilmelidir. Lisanımız kalplere saplanan bir diken değil rahmet dili olmalıdır. Gıybet sebebiyle de mânen insan eti yiyerek haramla iftar edilmemelidir. (bkz. el-Hucurât, 12)
Oruç, mazlumların ve muhtaçların; «Acıyın bize!» diye yükselen sessiz feryatlarının en güzel tercümanıdır. Eğer merhamet ve şefkatimizi bütün fânî sevdaların üzerine yükseltemez isek kendimize yazık etmiş oluruz. Nitekim hadîs-i şerifte buyurulur:
“Sizler yeryüzündekilere merhamet ediniz ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin.” (Tirmizî, Birr, 16)
Bilhassa Ramazan, bambaşka bir merhamet mevsimidir. O, bize acıyabilmeyi telkin ediyor. Bu açıdan diyebiliriz ki Ramazan bir acıyabilme aşısıdır.
Acıyabilmek. Bu da Allah’ın büyük bir lütfu.
Zira acımak merhametin mahsûlü. Acıyan cömerttir. Acıyan mütevazıdır. Acıyan hizmet ehlidir, acıyan vicdan sahibidir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Sayı: 32