Açlık Tehdidi Altındalar

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), hava şartları ve çatışmalar nedeniyle Suriye'de buğday üretiminin 29 yılın en düşük seviyesinde gerçekleştiğini belirterek, "5,5 milyon Suriyeli'nin açlık tehdidi altında olduğu ve gıda yardımına muhtaç olduğu tahmin edilmektedir." ifadelerini kullandı.

FAO'dan yapılan yazılı açıklamada, Suriye'de süren çatışmalar ve aşırı hava şartlarının tahıl üretiminin düşmesine yol açtığı bildirildi.

Açıklamada, "Buğday üretimi bu sene, 29 yılın en düşük seviyesi olan 1,2 milyon tona düştü. Bu oran 2017'nin yaklaşık 3'te 2'si seviyesinde. FAO ve Dünya Gıda Programı'nın (WFP) yürüttüğü Ekin ve Gıda Güvenliği Değerlendirme Misyonu'na göre bu durum erken hasat dönemindeki uzun kuru havalardan ve ardından takip eden mevsimsiz şiddetli yağışlardan kaynaklanıyor." denildi.

Suriye'deki çatışmaların da tarım sektörüne zarar verdiğini vurgulayan FAO, binlerce Suriyeli çiftçinin yerinden edildiği ve tarımsal girdilerin maliyetinde çok keskin bir artış yaşandığına dikkati çekti.

5,5 MİLYON SURİYELİ AÇLIK TEHDİDİ ALTINDA 

Yerinden edildikten sonra evine dönenlerin sayısının arttığı ve erişimi zor bölgelerde bulunan kişi sayısının düştüğü kaydedilen FAO açıklamasında, yine de milyonlarca kişinin açlık tehdidi altında olduğu belirtildi.

Açıklamada, "5,5 milyon Suriyeli'nin açlık tehdidi altında olduğu ve bir tür gıda yardımına muhtaç olduğu tahmin edilmektedir. Bu sayı, bir önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 20 oranında azalma göstermiştir. Ek olarak İdlib'de de 500 bin-800 bin civarında kişi açlık tehdidi altında yaşıyor olabilir." denildi.

Suriye'de gıda fiyatlarının kriz öncesinden 7 kat daha pahalı olduğu vurgulanan açıklamada, yüzde 60'lara dayanan işsizlik oranıyla beraber ailelerin alım gücünün çok düşük olduğunu ve halkın temel yiyecek ihtiyaçlarını karşılama kapasitelerinin sınırlandığı ifade edildi.

GIDA YARDIMLARI AZALDI

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Değerlendirmeler, geçen yıldan beri gıda güvenliği seviyesinin artan güvenlik ve piyasaya daha iyi erişim sayesinde az da olsa yükseldiğini gösteriyor. Ancak yine de çatışmaların sürdüğü ve yeni yerinden etmelerin yaşandığı bölgeler ciddi endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Gıda yardımları ülke çapında çatışmalardan etkilenen aileler için cankurtaran olmuştur ve yerinden edilen aileler yavaş yavaş evlerine dönerken de gerekli olmaya devam edecektir. Yaklaşık her 4 aileden 1'i temel besinlere kısıtlı erişim sağlayabilmekte ve yetersiz gıda tüketmektedir. Bu durumdan en çok yerinden edilenler, geri dönenler ve kadınların idare ettiği aileler etkilenmektedir. Önemli bir ekonomik iyileşme ve büyüme olmadıkça azalan dış yardımlar, son dönemdeki gıda güvenliği kazanımları için büyük bir tehdit oluşturabilir."

Açıklamada, Suriye açısından gelecek 2 yılın ülke çapında geçimin ve hayatın yeniden inşa edilmesi noktasında çok önemli olduğu savunuldu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen WFP Suriye Temsilcisi ve Ülke Direktörü Corinne Fleischer, çatışmaların geçim kaynaklarını tahrip ederek yaygın bir işsizliğe neden olduğunu aktararak, "Bir ölçüde devam eden insani yardım, en korunmasız ailelerin tekrar fakirlik ve açlığın derinliklerine düşmesini önlemek adına şart.” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.