“Adâlet Terazilerini Kuracağız’ Âyetini Okumuyor Musun?
Sahabinin başından geçen ve Peygamber Efendimiz'den (s.a.v) tasiye aldığı ibretlik kıssa...
Hazret-i Âişe’nin haber verdiğine göre bir adam Rasûl‑i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûruna gelip oturdu ve;
“–Yâ Rasûlâllah! Benim iki kölem var; bana yalan söylüyor, ihânet ediyor, emirlerime karşı geliyorlar; ben de onlara ağzıma geleni söylüyorum ve ceza veriyorum; onlarla benim durumum nedir?” diye sordu.
Rasûl‑i Ekrem Efendimiz şöyle buyurdu:
“–Kıyâmet gününde onların sana olan ihânetleri, karşı gelmeleri, yalan söylemeleri ile senin onlara verdiğin ceza hesap edilecek; eğer onlara verdiğin ceza onların suçları kadarsa, karşılıklı olarak bir alıp vereceğiniz yoktur.
Eğer senin onlara verdiğin ceza onların suçundan daha az ise, senin onlardan alacağın var demektir.
Şayet onlara verdiğin ceza hak ettiklerinden daha fazlaysa, o fazlalık kısas yoluyla senden alınacaktır.”
Bunun üzerine adam bir köşeye çekildi, hıçkırarak ağlamaya başladı.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ona;
“–Sen;
‘Kıyâmet gününde Biz adâlet terazilerini kuracağız’ (el-Enbiyâ 21/47) âyetini okumuyor musun?” buyurdu.
O zaman adam;
“–Vallâhi yâ Rasûlâllah! Anlaşılan benim için de onlar için de hayırlı olan, kendilerinden ayrılmaktır. Şâhit olun ki, ben onların hepsini âzâd ediyorum.” dedi. (Tirmizî, Tefsîr, 21/2, nr. 3165; Ahmed, VI, 280)
O günün şartlarında bu âzâd ediş, mühim bir servetten ferâgat etmek demekti. Kul haklarından endişe ettiği için birçok sahâbî aynı yolu tuttu. Kendilerine emânet edilen köleleri İslâm terbiyesiyle yetiştirdiler, evlendirdiler, iş güç sahibi yapıp âzâd ettiler.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2021 Ay: Ekim, Sayı: 200
YORUMLAR