Adalete Yenilen Sultan

Fatih Sultan Mehmet’in şahsında Osmanlı Devleti’nin adalet anlayışını gösteren “Fatih Sultan Mehmet ile Rum Mimar”ın davası...

Sultan Fatih, yaptıracağı caminin Ayasofya ile yarışacak derecede büyük ve heybetli olmasını düşünmüştür. Uzun bir sefere çıkmadan önce caminin Hıristiyan mimarıyla görüşür ve ondan çok büyük bir mabet yapmasını ister. Bunun için de gerekli olan tek parça hâlindeki devasa sütunlar temin edilir. Kısa süre sonra da sefere çıkılır.

FATİH SULTAN MEHMET’İN YARGILANDIĞI MAHKEME

Fatih Sultan Mehmet Han, birkaç ay sonra seferden döndüğünde Hıristiyan mimarın sütunları kestirerek kısalttığını öğrenir. Yapılmakta olan cami, kendi istediğinden çok daha küçüktür. Hıristiyan mimarın camiyi kasıtlı bir şekilde küçük yaptığını düşünen sultan, çok öfkelenir ve mimarı ellerini bileklerinden kestirerek cezalandırır. Mimar ise kendisinin haklı olduğunu düşünmektedir. Sutan’dan hakkını almak için onu İstanbul kadısına şikâyet eder.

Kadı Hızır Bey, Sultan Fatih’i mahkemeye çağırmak üzere bir mektup yazar. Devlet geleneği üzere Sultan’a hitap tarzı “es-Sultân ibnü’s-Sultân el-Gâzî Ebu’l-Feth Muhammed Hân-ı Sânî” iken Hızır Bey’in sultana hitabı şu şekildedir: “Murat oğlu Mehmet! Şu gün, şu saatte mahkemeye gelin!”

Sultan, duruşma günü geldiğinde Üsküdar’daki mahkeme binasına gider ve sanık sandalyesine oturur. Mahkemede duruşma esnasında sadece kadı oturabilir, davacı ve davalı ise ayakta ifade vermek zorundadır. Hızır Bey, sultanın oturduğunu görünce onu ikaz eder:

– Suçlu olarak burada bulunuyorsun, ayağa kalk!

KISAS AYETİNİN HÜKMÜ

Bu ikaz üzerine sultan ayağa kalkarak kendi savunmasını yapar. Mahkemede yapılan duruşma neticesin- de Sultan Fatih suçlu bulunur. Kısas âyetinin hükmüne göre sultanın kolunun da aynı şekilde kesilmesine karar verilir. Bu hükme karşı sultan,

– “Hüküm ancak Allah’ındır.” cevabını verir.

Hıristiyan mimar, böylesine bir adalet anlayışı karşısında şaşkınlık içinde kadıdan şu talepte bulunur:

– Hakkımdan vazgeçiyor, diyet kabul ediyorum!

İş, bu suretle tatlıya bağlandıktan sonra Fatih, Hızır Bey’e der ki:

– Benden değil de Allah’tan korktuğun için seni tebrik ederim!

Kadı Hızır Bey, oturduğu minderin altından bir topuz çıkararak şöyle der:

– Eğer verdiğim hükmü kabul etmeseydin, bununla kafana vuracaktım.

Sultan ise buna cevaben kaftanının altında sakladığı kılıcı gösterir ve der ki:

– Sen de eğer adalet üzere hükmetmeseydin, bununla kafanı vuracaktım.

Duruşmanın ardından Fatih, kendi mülkünden verilmek üzere Hıristiyan mimara bir ev bağışlamıştır. Bunun üzerine Hıristiyan mimar,

– “Dünyada böyle bir adaletin eşi yoktur. Ben artık bu andan itibaren Müslümanım.” diyerek kelime-i şehadet getirerek hidayetle şereflenir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Tarihten Günümüze İbret Işıkları, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

FATİH SULTAN MEHMET KİMDİR?

Fatih Sultan Mehmet Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.