
Adn Cenneti Nedir?
Adn cenneti nedir? Adn cennetlerinde nasıl nimetler var? Kimler oraya girebilecek?
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan budur." (Saf suresi 11. ayet)
Böyle yaparsanız Allah sizin günahlarınızı bağışlar, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere; sonsuz nimet ve ebedî mutluluk diyarı olan Adn cennetlerindeki çok güzel köşklere yerleştirir. En büyük başarı ve kurtuluş işte budur! (Saf suresi 12. ayet)
ADN CENNETİ NEDİR?
Adn Kur’an’da cennât kelimesiyle birlikte zikredilerek insanın aslının (Âdem’in) yaratıldığı ve âhirette müminlerin sonsuza kadar kalacağı çeşitli cennetleri tasvir etmek üzere kullanılır. Kur’an’da on bir yerde bahis konusu edilen adn cennetleri, “içinde güzel meskenlerin, tahtların, altın ve incilerle süslenmiş ince ipekten yeşil elbiselerin, sabah akşam ikram edilen türlü yiyeceklerin, gözleri başkasını görmeyecek kadar eşlerine bağlı hûrilerin ve çeşitli ırmakların bulunduğu ebedî bir yurt” olarak tasvir edilir. Boş sözlerin işitilmeyeceği, yorgunluk ve bıkkınlığın hissedilmeyeceği bu yere, sadece, iman edip amel-i sâlih işleyen, Allah’a karşı ahdini yerine getiren, rablerinin rızâsını gözeterek sabreden, namaz kılan, kendilerine verilen rızıklardan gizlice ve açıkça dağıtan, kötülüğe iyilikle karşılık vererek onu ortadan kaldıran, günahlardan tövbe edip temizlenen, hayırda yarışan, Allah yolundan ayrılmayıp bu uğurda malları ve canlarıyla cihad eden müttaki müminlerin (erkek-kadın) gireceği vaad edilmektedir (bk. et-Tevbe 9/72; er-Ra‘d 13/20-24; el-Kehf 18/30-31; Meryem 19/60-63; Fâtır 35/32-35; Sâd 38/49-52; el-Mü’min 40/7-8; es-Saf 61/11-12).
Tefsirlerde İbn Abbas, İbn Mes‘ûd, İbn Ömer ve Hasan-ı Basrî’ye atfedilen rivayetlerde adn cennetinin arşın altında, diğer cennetlerin ortasında bulunan, mukarrebûn (peygamberler, şehidler, sıddîklar ve âlimler) zümresine tahsis edilmiş bir şehir veya saray olduğu, burada altından yapılmış, inci ve yakutlarla süslenmiş, yiyecekler ve hûrilerle donatılmış sarayların bulunduğu, içinde tesnîm ve selsebîl pınarlarının aktığı, arşın altından misk kokulu rüzgârların estiği, yani “hiçbir insan gözünün görmediği, hayalinin canlandıramadığı” nimetlerle dolu olduğu zikredilir (bk. Râzî, XVI, 132-133).
Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi
YORUMLAR