'Afad Acil' Mobil Uygulaması Kullanıma Sunuldu

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığınca, vatandaşların afet ve deprem anında yardım ekiplerine cep telefonu üzerinden ulaşmasını sağlayan "AFAD Acil" adlı mobil uygulama kullanıma sunuldu.

AFAD tarafından uygulamanın tanıtımı için hazırlanan videoda, uygulamanın kullanımına ilişkin bilgiler yer aldı.

Afet ve acil durumlarda telefonla yardım ekiplerine ulaşmayı sağlayan ve en yakın toplanma alanlarını gösteren uygulamada, afet eğitim videoları da yer alıyor.

Uygulamanın kullanılabilmesi için AFAD Acil uygulamasının telefona indirilmesinin ardından, telefon numarasının girilmesi gerekiyor. Kısa mesaj ile gelen şifrenin girilmesi ve telefon numarasının doğrulanmasının ardından uygulama, TC kimlik numarasının girilmesi ve konum yetkisinin verilmesiyle aktif hale geliyor.

Toplanma alanına gidemeyen acil çağrı başlatabiliyor

AFAD Acil uygulamasında, afet anında açıldığında kişiye en yakın toplanma alanı gösteriliyor ve afetzedenin buraya ulaşabilmesi için yol tarifi yapılıyor. Toplanma alanına gidemeyecek durumda olanlar ise gerektiğinde internet üzerinden acil çağrı başlatabiliyor.

Çağrı başlatıldığında 112 acil çağrı merkezine bağlanılıyor, bundan sonra afetzedenin durumunu kısaca anlatan butonlar kullanılabiliyor. Kişi konuşabilecek durumda değil ise uygulamadaki acil durum cümleleri kullanılarak mesaj yoluyla yardım alınabiliyor.

Videoda, afetten etkilenen bölgelerdeki vatandaşlara toplu bildirimler ulaştırılacağı bilgisi de yer alıyor. Ayrıca uygulamanın, afet durumlarında daha fazla can kurtarmak ve daha çok insana daha hızlı ulaşmak amacıyla, yerli ve milli yazılımla Bakanlığın Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğünce geliştirildiği belirtiliyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.