Afrika'da Müslümanlara Misyoner Baskısı Artıyor!

Açlık ve sefalet ile boğuşan kara kıta Afrika'da, perde arkasında korkunç gelişmeler yaşanıyor.

Yüzyıllar boyunca Avrupalı devletler tarafından sömürülen, sonrasında açlık ve sefalet içerisinde kaderine terkedilen kara kıta Afrika'da bugünlerde bambaşka bir proje hayata geçiriliyor.

Varna Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitim hayatına devam eden Nijeryalı öğrenci Sani Adeleye, insanların kanını donduran itiraflarda bulundu.

PROJENİN ADI 'HRİSTİYANLAŞTIRMA'

Dünya üzerindeki Müslüman nüfusun %17'sini topraklarında barındıran Afrika'da, Hristiyan misyonerler, insanlara para ve erzak teklif ederek din değiştirmelerini istiyor. Afrikalı insanların içerisinde bulundukları zor durumu fırsat bilerek bunu kullanan ve Hristiyanlığı yaymaya çalışan gruplar, insanlara 1000 dolar değerinde erzak ve giyecek yardımı vaadinde bulunuyor.

"AÇLIĞIN EN FAZLA YAŞANDIĞI BÖLGELERİ SEÇİYORLAR"

Sani Adeleye'nin açıklamalarına göre Hristiyan gruplar, özellikle açlığın en şiddetli yaşandığı bölgeleri seçiyorlar. Afrika'da köyleri tek tek dolaşan Hristiyan gruplar, İslâmiyet'ten vazgeçip Hristiyanlığı benimseyen köylerde kilise inşa ediyor ve köy sakinlerine yiyecek, giyecek yardımında bulunuyor. Benzer teklifin ailesinin yaşadığı köye de geldiğini ifade eden Adeleye; "Yaklaşık 15-20 kişilik bir grup olarak köye geldiler. Hepsi çok iyi giyimliydi ve güzel kokular sürmüşlerdi. Arabaları daha önce görmediğimiz kalitedeydi. Köylülere çağrı yaparak toplanmalarını istediler.

İçlerindeki sözcü uzun bir konuşma yaptı. Bizlerin kardeşleri olduklarını ve bize yardım etmek istediklerini söylediler. Çocuklara lezzetli yiyecekler dağıttılar. Eğer onların kardeşleri olarak Hristiyanlığı benimsersek tüm köye yardım edeceklerini, köyü sefaletten kurtaracaklarını söylediler.

Köyün neredeyse tamamı, açlığın pençesinden kurtulmak için bu teklifi kabul etti. Neden kabul ettiğini sorduğum bir kadın, 'Çocuğum ölüyor Sani, onun ölmesini istemiyorum' dedi. Ben ve ailem teklifi kabul etmedik. Bizim gibi teklifi reddedenler başka köye göç etmek zorunda kalacak. Ancak biliyoruz ki o Hristiyan gruplar o köylere de gelecek" diyor.

YENİ HAÇLI SEFERLERİNİN HABERCİSİ

Adeleye'nin anlattıkları akıllara tek bir şeyi getiriyor. Yeni bir haçlı seferi için yanıp tutuşan Hristiyanlar, lobi faaliyetlerine çoktan başlamış. Misyonerlerin yaptıkları bu çalışmalar, Afrikalı masum halkı vaatlerle kandırıp Haçlı ordusuna yeni savaşçılar kazandırma çabası olarak yorumlanıyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.