Afrinliler Mehmetçik İle Cuma Namazı Kıldı

TSK’nın, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin ilçe merkezini teröristlerden temizlemesinin ardından ilk Cuma namazı kılındı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin ilçe merkezini teröristlerden temizlemesinin ardından ilk Cuma namazı kılındı. Afrin ilçe merkezindeki camide Mehmetçik ve Özgür Suriye Ordusu mensuplarıyla saf tutan ilçe halkı, uzun zamandan sonra ilk defa huzur içinde namaz kıldıklarını belirtti.

TSK tarafından, hudutlar ile bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak, Afrin bölgesinde PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ mensuplarını etkisiz hale getirmek, dost ve kardeş bölge halkını terör örgütü üyelerinin baskı ve zulmünden kurtarmak için, 20 Ocak Cumartesi günü saat 17.00’de başlatılan “Zeytin Dalı Harekatı” sürüyor.

Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin terörle mücadeleye yönelik kararlarıyla, BM sözleşmesinin 51’inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde devam eden harekatta, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı gösteriliyor.

ZEYTİN DALI HAREKATI’NIN ARDINDAN AFRİN’DE İLK CUMA NAMAZI

Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin’in teröristlerden temizlenmesinin ardından ilk Cuma namazı için vatandaşlar camileri doldurdu. Afrinlilerin yanı sıra Mehmetçik ve Özgür Suriye Ordusu mensupları da ilçe merkezindeki camide vatandaşlarla Cuma namazı kıldı.

CAMİ İMAMINDAN MEHMETÇİK’E TEŞEKKÜR

Caminin imamı, hutbede, Afrin’i teröristlerden temizleyen komutanlara teşekkür ederek, bundan sonra kendilerine büyük görev düştüğünü, birlik olma zamanının geldiğini söyledi.

Cuma namazının ardından bazı vatandaşlar Mehmetçik’e sevgi gösterilerinde bulunurken, vatandaşlar, çok uzun süreden sonra ilk defa huzur içinde namaz kıldıklarını belirtti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.