Ağır Çanta Taşıyan Öğrencilerde Sırt ve Bel Ağrısı Riski Artıyor

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Özgür Oktay Nar, okulların açılmasıyla özellikle ilkokul ve ortaokula giden çocuklarda sırt ve bel ağrısı şikayetlerinin arttığını söyledi.

Nar, AA muhabirine, öğrencilerin yanlarında götürdükleri ödevleri, beslenme çantası ve suluk gibi malzemelerle çantanın hacminin ve içeriğinin arttığını, bu nedenle çocukların sırtlarına yük bindiğini anlattı.

Buna bağlı olarak çocuklarda kamburluk, sırt ve bel ağrılarının başladığını belirten Nar, "Özellikle sırt ve bel ağrılarıyla ilgili şikayetler eylül, ekim aylarında çok daha fazla görülmekte. Özellikle bu ağrılar ilkokul birinci ve ikinci sınıfta oluyor." dedi.

Nar, öncelikle çanta seçiminin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, çantaların kol desteklerinin omuza iyice oturması gerektiğini dile getirdi.

Vücudun ön tarafına gelen, kollukları birbirine bağlayan kemeri bulunan çantaların tercih edilebileceğini kaydeden Nar, "O kemerler iliklendiğinde çantanın yükünü göğse sabitler, böylece yükün dağılımı eşit olur. Diğer türlü çantanın yükü arkaya doğru taşar. Normal şartlarda çantanın kamburumuzun çıkma yerine gelmesi gerekiyor. Maalesef özellikle gençler çantaların kol askılarını olabildiğince uzatıyor ve çantayı belinin altında taşıyor. Mecburen de yolda yürürken öne doğru daha çok eğilme gereği duyuyorlar. Bu durum kamburluğa, sırt ve bel ağrısına yol açıyor." diye konuştu.

"Çantanın ağırlığı 8 kilogramı geçmemeli"

Opr. Dr. Nar, çantanın mümkün olduğunca hafif olması gerektiğine işaret ederek, bazı okullarda çocukların yükünü hafifletmek için fasikül sistemine geçildiğini belirtti.

Mayıs, haziran aylarında işlenecek konular tek kitapta eylül ayından itibaren taşındığını anlatan Nar, "Bu kitapların fasikül haline getirilmesi veya bölünerek kullanılması çocuklar için çok daha faydalı olabilir. Bunu yapan okullar var. Okul çantalarının ideal ağırlığı 5 kilogram olmalı, 8 kilogramı geçmemeli. Maalesef bazen elinize aldığınızda 10 kilogram gelen çantalar oluyor. Ortaokula giden çocukların dersleri çok daha fazla oluyor. O nedenle kitaplar fasiküllere ayrılabilir." değerlendirmesini yaptı.

Nar, sırt ve bel ağrısı için esneme hareketlerini önerdiklerini bildirdi.

Öğrenciler tahta ya da bilgisayar gibi sabit noktaya uzun süre baktıklarında boyun ve sırt kaslarının gerilebildiğini aktaran Nar, bunun için de saat başı bazı egzersiz hareketleri yaparak hareketli konuma geçmeleri tavsiyesinde bulundu.

"Büyüme ağrısıyla karıştırılabiliyor"

Ağır yük taşımanın bacak ağrılarına, yürüyüş bozukluklarına yol açabileceğine dikkati çeken Nar, şöyle devam etti:

"Normal şartlarda insanların ağırlık merkezi içimizden geçen bir orta nokta gibi düşünün. Göbek deliğimizin daha arkalarından geçer ve ortaya düşer. Adımlarımız bizim ağırlık merkezimizi sürekli ortalar ama sırt çantası ve özellikle ağır bir sırt çantası kullandığınızda vücut ağırlık merkezinin yeri değişir. Çantayı doğru taşıma şekli, yükü bizim ağırlık merkezimize yakınlaştırmak. Yani bir yükü vücudun ağırlık merkezinize ne kadar yakın taşırsanız o kadar rahat taşırsınız. O nedenle çantaları vücut ağırlık merkezine doğru yaklaştırmak gerekiyor. Yanlış kullanılan çantalarda ağırlık merkezinden olan uzaklık arttıkça bu yere basış şeklinizi değiştiriyor. Ayağınızda bir düz taban veya başka bir ayak sorununuz varsa bu sefer ayak, ayak bileği, baldır, diz, kalça, bel ağrısı yapabiliyor."

Nar, bu tür ağrı şikayetleriyle kendilerine gelen hasta sayısında artış olduğunu dile getirdi.

Ailelerin, bu ağrıları çocuklardaki büyüme ağrısıyla karıştırabildiğini söyleyen Nar, "Büyüme ağrıları genelde sırt ve bel bölgesinde olmuyor. Büyüme ağrıları daha çok eklemlerin etrafında olan kasların ve kemiklerin büyüme bölgelerinde olan ağrılardır." dedi.

Ebeveynlere tavsiyelerde bulunan Nar, "Öncelikle doğru çanta alınmalı. Çanta doğru takılmalı. Çantanın içeriği ağırlık anlamında ayarlanmalı. Çocuklarımız mutlaka spora veya sportif hareketlere teşvik edilmeli. Derslerde tahta, bilgisayar, akıllı tahtaya bakma gibi sabit durulan durumlarda özellikle ağrısı olan çocuklar teneffüslerde esneme hareketleri, boyun hareketleri, basit hareketler yaparak ağrılarını azaltabilir." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.