Ağız Kokusunu Gideren Tavsiyeler

Eşlerin herhangi birinde bulunan ağız kokusunun, teşhis edilip, tedavi olmaya yanaşılmadığı durumlar boşanma sebebi olarak görülüyor.

Eşlerin herhangi birinde bulunan ağız kokusunun, teşhis edilip, tedavi olmaya yanaşılmadığı durumlarda boşanma sebebi olarak Yargıtay kararlarında geçtiğini hatırlatan Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Diş Hekimi Recep Eşkar; “Ağız Kokusu (halitosis) kişinin kendinden memnuniyetsizlik halini doğururken arkadaş ve dost çevresinden uzaklaşma, başka insanların varlığı sebebiyle sosyal ortamlarda bulunmaktan kaçınma gibi olumsuz durumları beraberinde getirir.

Kişinin bu durumdan haberdar olmaması ise tam tersi olarak çevresindeki insanların ondan uzaklaşmasına sebep olacaktır. Ülkemizdeağız kokusunun görülme oranı yüzde 25 olduğu göz önüne alındığında; kişi, beden- ruh-sosyal sağlığının devamı için ağız kokusuyla ilgili önlemler almak zorundadır.” dedi.

Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Diş Hekimi Recep Eşkar, ağız kokusundan kurtulmak için önemli tavsiyelerde bulundu.

İŞTE O TAVSİYELER

Yumuşak diş fırçası yerine orta diş fırçası kullanılmalıdır.

Bakteri plakları ve yiyecek artıklarını temizlemek için dişler günde iki defa fırçalanmalı ve her gün diş ipi kullanılmalıdır.

Ağız kokusuna neden olan dildeki tabakalaşmayı önlemek için dil fırçalamak alışkanlık haline getirilmelidir.

Piyasadaki ağız kokusu giderici gargaraların alkolsüz olanları tercih edilmelidir.

Çinkolu sakızlar ve çinkolu diş macunları tercih edilmelidir.

Diş ve diş eti hastalıkları, ağız muayenesi ve bakımı için diş hekimi düzenli olarak ziyaret edilmelidir.

Ağızdaki tüm diş çürükleri, kırık dolgular veya kron-köprüler tedavi ettirilmelidir.

Protez, dolgu, diş köprülerinin aralarına kaçan ve orada kalan yiyecekler kötü kokuya sebep olacağından, bu protezler çıkarılarak temizlenmelidir.

Ağız kokusuna neden olan ağız kuruluğunu önlemek için bol bol su içilmelidir.

Mümkün olduğunca maydanoz, kahve tanesi, limon kabuğu gibi kokuyu önleyici yiyecekler tüketilmeli; pastırma, sucuk gibi baharatlı yiyeceklerin hemen ardından dişler fırçalanmalıdır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.