Ahiretteki Büyük Sevinç ve Hüznün Sebebi
Ahirette sevinç ve hüznün hayal edilemeyecek derecede yüksek olmasının tek sebebi...
Ebediyet haberini aldıklarında Cennetliklerin sevinç ve neş’esi, Cehennemliklerin ise hüzün ve kederi katbekat artacaktır.[1] Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bunu da şöyle haber vermişlerdir:
“…Koç yatırılır ve kesilir. Eğer Allah, Cennet ahâlisinin yaşamasına hükmetmemiş olsaydı, sevinç ve mutlulukların(ın şiddetin)den ölürlerdi. Cehennem ahâlisinin de orada ebedî kalmasına hükmetmemiş olsaydı onlar da üzüntü (ve keder)lerinden ölürlerdi.” (Tirmizî, Tefsîr, 19/3156)
“Sevinçten ölecek biri olsaydı, Cennet ehli ölürdü. Üzüntüden ölecek biri de olsaydı, mutlakâ Cehennem ehli ölürdü.” (Tirmizî, Cennet, 20/2558)
AHİRETTE HAYAL EDİLEMEYECEK SEVİNÇ VE HÜZNÜN SEBEBİ
Bu sevinç ve hüznün hayal edilemeyecek derecede yüksek olmasının tek sebebi, ebediyet, yani sonsuzluktur. Ebedî olarak saâdet ve huzur içerisinde bulunacağı îlân edilen bir kimse ile, sonsuza kadar hüzün ve azap içerisinde kalacağı kesinleşen birinin hâli aynı olabilir mi? Biri her türlü korku ve hüzünden tamamen kurtulmuş, sonsuz bir emniyet, huzur ve saâdet içerisinde; diğeri ise kurtuluş için hiçbir ümit ışığı olmayan müebbed bir mahkûmiyete düşmüş bir hâlde bulunmaktadır! Azıcık bir ümidi olsaydı, bu kadar hüzne gark olmazdı.
Dipnot:
[1] Bkz. Buhârî, Rikāk, 51; Müslim, Cennet, 40, 43; Tirmizî, Zühd 39, Cennet 20, Tefsir 19; İbn-i Mâce, Zühd, 38; Ahmed, II, 118, 121, 261; III, 9.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları