Ahkaf Suresi 13. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Ahkaf Suresi 13. ayeti ne anlatıyor? Ahkaf Suresi 13. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Ahkaf Suresi 13. Ayetinin Arapçası:

اِنَّ الَّذ۪ينَ قَالُوا رَبُّنَا اللّٰهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ

Ahkaf Suresi 13. Ayetinin Meali (Anlamı):

“Rabbimiz Allah’tır!” deyip sonra da özde ve sözde dosdoğru olarak inanç, amel ve ahlâkta sapmadan doğru yolu tâkip edenler var ya, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir.

Ahkaf Suresi 13. Ayetinin Tefsiri:

Dinin iki temeli vardır; biri iman, diğeri de ameldir. “Rabbimiz Allah’tır” sözü, iman kısmını, “istikâmet üzere olmak” da amel kısmını teşkil eder. Zaten “istikâmet”, Allah rızâsına uygun olan amellerin devamlı ve itidal üzere yapılması mânasına gelir. Bu iki esası hakkiyle yerine getirenler ebedî cennet yurdunu kazanırlar. (bk. Fussılet 41/30-32)

Muhammed Varrâk (k.s.) şöyle der: “Bir insan bütün âlimlerin bildiğini bilse, bütün anlayış sahiplerinin anlayışı kadar bir anlayışa sahip olsa, bütün sihirbazların tılsımlı üsulünü çözmeyi bilse, bütün bu halleriyle güç sarf edip nefsinin bir aybını gizlemeye muktedir olamaz. Onun için tek çâre, ayıplarını gizlemesi için tek yol, Hak Teâlâ ile arasında yapılan işlerinde doğruluktur. Yani sadakat ve istikâmet.” (Velîler Ansiklopedisi, I, 308)

14. âyette yer alan “yaptıklarının bir mükâfâtı olarak” ifadesi üzerinde durmak gerekiyor. Gerçekten de Kur’ân-ı Kerîm imanla birlikte iyi ve güzel amellerin yapılmasına da çok büyük bir önem veriyor. İnsanın ancak amellerine göre bir mükâfat göreceğini ve amelsiz dinin insana bir fayda sağlamayacağını bildiriyor. Abdullah b. Şeddâd (r.a.)’ın anlattığı şu hâdise bu açıdan büyük bir önem taşımaktadır:

Benî Uzre kabîlesinden üç kişi Resûlullah (s.a.s.)’e geldiler ve müslüman oldular. Allah Resûlü:

“–Bunların bakımını kim üstlenir?” diye sordu. Talha (r.a.):

“–Ben, yâ Resûlallah!” dedi.

Onlar Hz. Talha’nın yanında iken Resûlullah (s.a.s.) bir seriyye gönderdi. O üç kişiden biri bu birlik içinde çıktı ve şehîd oldu. Daha sonra bir seriyye daha gönderdi. Bununla da ikincisi çıktı ve o da şehîd oldu. Üçüncü şahıs ise bir müddet sonra yatağında vefât etti.

Talha (r.a.) bundan sonrasını şöyle anlatır:

“–Yanımda kalan bu üç şahsı rüyamda cennette gördüm. Yatağında ölen en öndeydi, ikinci sırada şehîd olan onu tâkip ediyordu, ilk defa şehîd düşen de en sondaydı. Şaşırdım ve bu vaziyet biraz da ağırıma gitti. Hemen Nebî (s.a.s.)’e giderek gördüklerimi anlattım. Allah Resûlü şöyle buyurdu:

“–Bunda şaşılacak bir şey yok! Allah katında tesbih, tekbîr ve tehlîli dilinden düşürmeden İslâm üzere ömür süren mü’minden daha faziletli bir kimse yoktur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 163)

 Şimdi, cennetin kapılarını açmaya yarayacak güzel bir davranışa teşvik edilmek üzere buyruluyor ki:

Ahkaf Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Ahkaf Suresi 13. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...