Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı’nı İki Günde 30 Bin Kişi Ziyaret Etti

Bitlis’teki Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı, Malazgirt Zaferi’nin 950. yıl dönümü için yurdun dört bir yanından ve yurt dışından gelenlerin akınına uğradı.

Dünyanın en büyük Türk-İslam mezarlığı Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı, Malazgirt Zaferi kutlamalarının yapıldığı 2 günde 30 bin kişi tarafından ziyaret edildi.

Şanlı zaferin 950. yıl dönümü için yurdun dört bir yanından ve birçok ülkeden Muş’un Malazgirt ve Bitlis’in Ahlat ilçesine gelenler, dönüş yolculuğunda İslam tarihinin en önemli miraslarından Selçuklu Meydan Mezarlığı’nı ziyaret etti.

Cumhurbaşkanlığının himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle kazı ve restorasyon çalışmalarının yapıldığı mezarlıkta şehitler için dua edenler, tarihe yön veren destanı yazan ecdadın, her biri sanat eseri niteliği taşıyan mezar taşlarını inceledi.

Aralarında birçok ülkenin diplomat ve temsilcilerinin de bulunduğu ziyaretçiler, üzerlerindeki yazılar, kabartmalar, oymalarıyla birbirinden değerli 8 bin 122 mezar taşının bulunduğu mezarlıkta fotoğraf çektirdi.

KAZI ÇALIŞMALARI SON 10 YILDA HIZLANDI

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı, 210 bin metrekarelik dünyanın en tarihi Türk-İslam Mezarlığı olan Selçuklu Meydan Mezarlığı’nda, 1960’lı yıllardan bu yana yürütülen kazı çalışmalarının son 10 yılda hızlandığını söyledi.

10 yıllık süreçte 8 bin 122 mezar taşı tespit ettiklerini ve bunlardan 4 bin 450’ye yakın mezarın konservasyon ve kazı çalışmalarını tamamladıklarını belirten Yazgı, “Mezarların kitabelerini oturttuk ve bunlarla ilgili hızlı bir yayın çalışmasına başladık. Amacımız tüm dünyada bu özel mezarlığın hak ettiği yeri bulması. Türk İslam aleminde Kubbet-ül İslam dediğimiz çok önemli bir mekan. Dönemin en önemli kültür, sanat ve ekonomi anlamındaki merkezlerinden biri. Aynı zamanda taş işçiliği anlamında da Anadolu’da İslam eserlerinin yapılmasında usların yetiştirdiği özel bir alan.” değerlendirmesinde bulundu.

Mezarlığa ziyaretçi ilgisinin her geçen yıl arttığını vurgulayan Yazgı, 2000 yılında UNESCO Dünya Kültür Miras Geçici Listesi’ne alınan mezarlığın hızlı bir şekilde dünya kamuoyunun ilgisini çekmeye başladığını aktardı.

Okçular Vakfı, Ahlat Belediyesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde gerçekleştirilen etkinliklerle iki günde ziyaretçi sayısının yaklaşık 30 bine ulaştığı bilgisini paylaşan Yazgı, “Bu ilgi bizi sevindiriyor. Çünkü halkımızın ecdadına olan saygısının bir göstergesi. Medyanın etkisiyle buraya ilgi arttı. Bizler de bu konuda, turizm anlamında bir destinasyon oluşturmak için çaba sarf ediyoruz.” dedi.

“KAZI ÇALIŞMALARINDA ÖNEMLİ BULGULARA RASTLANDI”

Mezarlıkta yürütülen kazı çalışmalarında 19 çocuk mezarı alanı tespit edildiğini kaydeden Yazgı, “Bunlar yan yana konulmuş. Bir doğal afet ya da bir salgında ölen çocukların defnedildiği yer olduğunu düşünüyoruz. Bu tür farklı deşifrelerle bu mezarlığın gerçek kimliğini tüm Müslüman alemine yansıtmak için elimizden geleni yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı alanın tespiti için de çalışmaların devam ettiğini dile getiren Yazgı, şöyle konuştu:

“Prof. Dr. Adnan Çevik hocamızın öncülüğünde yaklaşık 50 kişilik bir uzmanla yürütülen yüzey araştırması şimdi daha derinlere doğru gidiyor. Savaş arkeolojisi anlamında Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyoruz. Çok önemli detaylara vakıf olmaya başladık. Savaşın nerde yapıldığı, Alparslan’ın otağını nerde kurduğu tüm detaylarıyla inceleniyor. Şu an belli objeler bulundu. Onların laboratuvar çalışmaları yapılıyor. Çok güzel güzel çalışmalarla inşallah yakın zamanda da hem bilimsel anlamda hem de turizm anlamında Türk halkını aydınlatan haberleri ileteceğiz.”

“TÜRKİYE’DE YAŞAYAN HERKESİN BURAYI GÖRMESİ GEREKİR”

Ankara’dan mezarlığı ziyarete gelen Atilla Şahin de “Ahlat, Selçuklu’nun en önemli yerlerinden biri. Malazgirt Savaşı’nda şehit olanların defnedildiği bir yer. Burası Türk ulusunun Anadolu’daki tapusudur. Türkiye’de yaşayan herkesin burayı görmesi gerekir. İnsanlar burada bir ulus için ne kadar canların gittiğini görebiliyor. Burada bir kez daha Türk olmaktan gurur duyuyoruz.” diye konuştu.

Eşi ve çocuklarıyla Elazığ’dan gelen Ziya Karasu da “Buraya çocuklarımla geldim. Burası bizi cezbetti, tüylerim dikken diken oldu. Çok güzel bir miras. Bizi biz yapan değerleri çocuklarımızın görmesini ve içselleştirmesini arzu ediyoruz.” dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

AHLAT NEREDEDİR?

Ahlat Nerededir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.