Ahzâb Suresi 59. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Ahzâb Suresi 59. ayeti ne anlatıyor? Ahzâb Suresi 59. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Ahzâb Suresi 59. Ayetinin Arapçası:

يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِاَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَٓاءِ الْمُؤْمِن۪ينَ يُدْن۪ينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَاب۪يبِهِنَّۜ ذٰلِكَ اَدْنٰٓى اَنْ يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَح۪يمًا

Ahzâb Suresi 59. Ayetinin Meali (Anlamı):

Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına söyle evlerinden dışarı çıktıkları zaman dış örtülerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların iffetli kadınlar olarak tanınmaları ve kötü insanlar tarafından sözlü veya fiilî tâcize uğrayıp incitilmemeleri açısından en uygun yoldur. Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.

Ahzâb Suresi 59. Ayetinin Tefsiri:

Kadınların örtünmeleri ile alakalı hükümler Nûr sûresi 31. âyet-i kerîmede beyân edilmişti. Bu âyette ise eziyet ve tâcizlerin engellenmesi gayesiyle dışarı çıkarken kadınların dış giysi kullanmaları emredilir. Verilen bilgilere göre Medine evleri dar ve tuvaletsizdi. Kadınlar ihtiyaçlarını gidermek için geceleri evlerinden çıkar, biraz uzaklaşarak ihtiyaçlarını giderir ve dönerlerdi. Bu durumu fırsat bilen bazı münafıklar ve kalplerinde kötülük yapma hastalığı taşıyan bir takım kendini bilmezler uygun yerlerde durur, kadınlara söz ve elle tacizde bulunur, yakalandıkları zaman da “Biz onları câriye sandık” derlerdi. Bu mazereti ortadan kaldırmak üzere hür kadınların, dışarı çıkarken, cilbâb ismi verilen dış giysilerine bürünmeleri emredildi. (bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXII, 58; Kurtubî, el-Câmi‘, XIV, 243) Hatta Hz. Ömer, hür kadınları cariyelerden ayırarak asayişi korumak maksadıyla cariyelerin cilbâb kullanmalarını yasaklamış, daha sonraki dönemlerde ise bu yasak kalkmıştı. Hâsılı, bu âyet-i kerîmede müslüman hanımların evlerinden çıkarken üstlerine vücut hatlarını belli etmeyecek bir dış elbise almaları, ev kıyafetleriyle sokağa çıkmamaları emredilmektedir. Bütün müfessirler, tabirleri değişik olsa da, mefhumda birleşerek âyetteki “cilbâb”dan maksadın, kadının elbiseleri üzerine giyilen ve bütün vücûdu örten bir örtü, elbise olduğunda ittifak etmişlerdir. Bu sebeple zamanımızda kadınların ev kıyafetleri üzerine pardesü, manto vb. bir dışarı elbisesi giymeleri gerekmektedir. Ayet, setr-i avreti değil, onun üzerine fazlasını emretmektedir. (bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXII, 57; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXV, 198)

Gerçekten de İslâmî bir tesettür, kadının hem mü’min, hem iffetli, hem de câriye değil hür bir kadın olduğunu gösterir. Her ne kadar örtünmeye dikkat etmeyen bütün kadınların güzelliklerini sergilemek ve dikkatleri üzerlerine çekmek istedikleri gibi iddiada bulunmak doğru olmasa da, güzelce örtünen, güzelliklerini dışarıda sergilemeyen ve örtünün anlamının şuuruyla hareket eden kadınların toplumda saygı görüp, sarkıntılık gibi incitici davranışlara maruz kalmadıkları da bir gerçektir. (Ünal, s. 932) Âyetin, Allah’ın “çok bağışlayıcı ve çok merhametli” anlamındaki isimleriyle sona ermesi de gösteriyor ki, Yüce Rabbimizin mü’min kadınlara örtünme emri, O’nun bağışlayıcılığından ve mü’minler için hususi rahmetinden kaynaklanmaktadır. Bu emir, mü’min kadınlar için bütünüyle rahmettir. Çünkü bu yolla onları maddî ve manevî zararlardan korumakta, kadınlık onur ve şereflerini muhafaza etmekte, âile ve toplumu düzeltip ihya etmekte, en önemlisi de onlara ebedî hayatta Allah’ın sonsuz rahmetine ermenin yolunu açmaktadır.

Buna rağmen:

Ahzâb Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Ahzâb Suresi 59. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...