Aile Saadeti Nasıl Sağlanır?

Aile saadeti için neler yapılmalı? Ailenin huzuru, mutluluğu nasıl sağlanır? Müslüman bir ailenin dikkat etmesi gereken özellikler...

Evin erkeği ailesinin kendisine itaatli olmasını istiyorsa, muhakkak kazancının helâl olmasına dikkatli etmelidir.

Karısının dînî bilgilerinin noksanlarını gördüğünde, “bana ne” demeyecek, öğretecek ve tatbik ettirecek. Meselâ namaz kılmasını bilmiyorsa, hem öğretecek hem de kılmasında yardımcı olacak. İhmal ettiğinde manen mes’ul olur. İş böyle olunca Allah Teâlâ’nın nusreti görülmez, aralarında aranılan sevgi, bağlılık tahakkuk etmez.

Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem kişinin, geniş bir ev, sâliha bir kadın ve bir de bineğe mâlik olmasının seadet alâmeti olduğunu bildirmişdir.

KADIN KOCASINI MEMNUN ETMELİ

Gene Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz diğer bir hadis-i şeriflerinde: “Ne zâlim olunuz, ne mazlum, zaruret olduğunda mazlumluğu tercih ediniz.” buyurmuştur. Evlilik hayatında bu mühim bir düstûrdur. Her evli ister erkek, ister kadın bu evlilik âdâbına riayet etmek zorundadır. Kadın kocasını memnun etmek için her fedâkârlığa katlandığı gibi, erkek de üzerine düşeni yapmalıdır. Yani ailemi mes’ud edeceğim diye fuzûlî borçlanmalara girmemelidir. Bu hem israf olur hem de borçlanmalar dolayısıyla ileride bir çok rûhî sıkıntılara sebeb olur. Bilhassa lüks hayat hastalığı aile facialarına sebeb olmaktadır.

Buna mukabil çok aileler tanırım ki mali imkânları olduğu halde namazlarını kılarlar, oruçlarını tutarlar, zekâtlarını verirler, her türlü israf ve gösterişden kaçındıkları için Cenâb-ı Hakk’ın rızâsı bunlar üzerindedir. Yediklerinde, giydiklerinde orta hali tercih ederler. Hayır işlerinde önderdirler.

EVLİ ERKEK EVİNE HER GÜN VAKTİNDE GELMELİ

Allah’ın rızâsı yolunda oldukları için bunların bütün ferdlerinde sevgi saygı görünür, hep güler yüzlüdürler. Komşularla, fakirlerle iyi geçinirler. Evli olan erkek, evine her gün vaktinde gelmelidir. İş mazeret değildir. Ailesini evde bırakıb geceleri top oynayanlar varmış. Bu dahi mazeret değildir.

Ona mukabil kadın da, en güzel elbisesini (bilhassa kocasının beğendiğini) giyerek, geliş saatinde güler bir yüzle karşılamalı, hatırını sormalı, güzel okşayıcı haberler vererek yorgunluğu gidermeli. Çok mes’ud olduğunu hem fiilen hem de lisanen anlatmalı.

Bilhassa yemek sofrasını güzel, tertibli kurmalı. Hangi yemeklerden hoşlanıyorsa onu yapmaya özenmeli. Sonra erkek ailesine karşı samimi, lütûfkâr, nazik ve merhametli olmalıdır. İşin dozunu kaçırıp da hop bebek cici bebek muamelesi yapmamalıdır. Kadın kocasına karşı ifa edeceği vazifeleri ifa etmelidir. İhmal ederse kocası buna fırsat vermemelidir.

Sonra erkek ailesine karşı samimi, lütûfkâr, nazik ve merhametli olmalıdır. İşin dozunu kaçırıp da hop bebek cici bebek muamelesi yapmama- lıdır. Kadın kocasına karşı ifa edeceği vazifeleri ifa etmelidir. İhmal ederse kocası buna fırsat ver- memelidir.

Kaynak: Âile Saâdeti, Sâdık Dânâ, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Bunların hepsi bizim ailede var. Aşk bile var annemle babam arasında. Babam para kazanıyor, annem evi ve çocuklarını çekip çeviriyor. Ama huzur yok, efendim. Bişey var huzurumuzu kaçıran. Yardım edin.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.