Aile Saadeti

Huzurlu aile yuvası nasıl sağlanır? Ailede beklenen mutluluğun sağlanması için eşlerin dikkat edecekleri hususlar nelerdir?

AİLE SAADETİ NASIL OLUR? - OSMAN NURİ TOPBAŞ

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O’nun (varlığının) delillerindendir…” (Rûm, 21)

Resûlullah buyurdular:

“Sizin en hayırlınız, âilenize karşı en hayırlı olanınızdır…” (Tirmizî, Menâkıb, 63/3895; İbn-i Mâce, Nikâh, 50)

Ailede beklenen mutluluğun sağlanması için eşlerin dikkat edecekleri hususlar vardır. Bunlardan  bazılarını ve gönümüzde önem arzedenlerini hatırlatmak isteriz:

Aile hayatında eşlerin birbirinden beklentileri, birbirinin güç ve imkânlarını aşmamalıdır. Sözgelimi, kendi yağı ile kavrulan bir rençberden, memurdan veya işçiden eşi lüks bir semtte dubleks bir ev, son model bir araba, kürkler ve hizmetliler talep ederse; kaynanasını evinden kovan bir erkek, eşinden anasının karşısında el-pençe divan durmasını beklerse o yuvada uyum değil zulüm var demektir.

Aile bireyleri, dışarıda işini bitirdikten sonra hemen evlerine dönmelidir. Ev dışındaki işler, görevler, toplantılar veya programlar sona erince artık daha fazla dışarıda oyalanmak, boş yere vakit öldürmek, kendini eğlencelere vermek doğru olmadığı kadar, aile mutluluğunu zedeleyici ve zararlıdır da. Ebu Hureyre (r.a.), bu konuda, Hz. Peygamberden müşahede ettiği bir hali şöyle anlatmaktadır: “Hz. Peygamber bir toplantıda oturmuş, bize nasihat veriyordu. Sözünü bitirince kalktı, biz de kalktık. Onun hemen eşlerinden birisinin odasına girdiğini gördük.” Demek oluyor ki ev dışında iş bitince vakit geçirmeden ailesi yanına dönmek Allah Resulünün hayatında uyguladığı bir davranış olmaktadır.

Erkek, dışarıda karşılaştığı olayların sıkıntısını aile yuvasına taşımamaya gayret etmeli, öfkesini ve kızgınlığını frenlemeli, hele başkalarına kızmasının acısını evdekilerden çıkarmaya asla kalkışmamalıdır.

Aile fertleri, özellikle koca, evde bulundukları sürece davranışlarının sert, suratların asık olmamasına özen göstermelidirler. Aksi halde ailenin temelinde daima taze ve güçlü kalması gereken sevgi zedelenir, huzur kaçar ve sertliğin devamı halinde ailenin dağılmasına bile sebep olunur. Çocukların evden soğumaları da daha çok aile içindeki sert ve anlamsız davranışlar yüzündendir. Bu konuda erkek ayrı ve farklı bir dikkate ve tahammüle mecburdur. Zira babanın kaba, katı ve sert tutumu ini ve çocuklarını olumsuz yönde daha çok etkiler.

Aile fertleri birlikte bölüşmeyi, paylaşmayı, zorlukları yüklenmeyi kısacası sorumluluklarını hissetmeyi becererek, günümüzde aileyi tehdit eden unsurlara karşı tedbirli olarak mutlu olmaya gayret etmeliler. Yoksa, biz Müslüman Türklerin, elimizde en sağlam kalan kurum diye iftihar ettiğimiz aile yapımız da dağılır ve yok olur gider.

Kaynak: Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, Altınoluk Dergisi, Ocak-2003

 

İslam ve İhsan

GÜÇLÜ AİLE BAĞLARI BİZE NELER KAZANDIRIR?

Güçlü Aile Bağları Bize Neler Kazandırır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Sadece müslüman Türk denmesi ırkçılık göstergesidir, ırk yok sadece müslüman denilse daha islama yakışır olur,

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.