Aile Sağlam Olursa Toplum Sağlam Olur

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen "3. Aile ile İlgili Güncel Meseleler Çalıştayı yapıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş "Aile sağlam olursa toplum sağlam olur" başlığı üzerinde durdu.

Çalıştayın açılışında konuşan Başkan Erbaş, son yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığının en çok önemsediği ve öncelediği konuların başında aile konusunun geldiğine dikkati çekerek, "Hepimiz biliyoruz ki aile sağlam olursa toplum sağlam olur, toplum sağlam olursa millet sağlam olur ve devlet sağlıklı olur, ayakta olur, güçlü olur. Hepsi ailede başlıyor. Aile mutlu olursa toplum mutlu olur, millet ve devlet mutlu olur. Tersi olursa hem millete hem de devlete zararı olur." dedi.

Başkan Erbaş, çalıştayda aileyle ilgili ele alınacak çok güzel konuların olduğunu belirterek,  Türkiye’deki demografik değişim, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının nüfusun güçlendirilmesiyle ilgili çalışmalar, toplumsal değişimlerin evlilik yaşına ve nüfus artış hızına etkileri, aileyi güçlendirmek, dinamik nüfus yapısını koruma, nüfus planlaması konusunda yapılan başvurular, evliliği ve çocuk sahibi olmayı kolaylaştıran, teşvik eden hukuki düzenlemeler, cinsiyetsizleştirme propagandalarının nüfus artış hızına etkisi, evliliğin teşvik edilmesine ve nüfus artış hızını yükseltmeye yönelik farklı ülkelerden iyi uygulama örnekleri gibi başlıkların konuşulacağını söyledi.

- "Mevlid-i Nebi Haftalarında aile konusunu işledik"

2018 yılında Mevlid-i Nebi Haftası konusunu "Peygamber Efendimiz (sas) ve Aile" temalı yaptıklarını anımsatan Başkan Erbaş, "Bizim Mevlid-i Nebi etkinliklerimiz sadece bir hafta veya 15 gün değil bazen 1 ay sürüyor. Orada yüzlerce konferans, binlerce sohbet… Zaten 90 bin camimizde bir hutbe milyonlarca kişiye ulaşıyor, vaazlarımız binlerce oluyor. Aile konusunu işledik. Ertesi yıl ‘Peygamber Efendimiz (sas) ve Gençlik’ konusunu işledik. Daha ertesi yıl ‘Peygamber Efendimiz (sas) ve Çocuk’ konusunu işledik. Zaten aileyi oluşturan unsurlar bunlar." diye konuştu.

Toplumdaki genç ve çocuk nüfusun azaldığını belirten Başkan Erbaş, çocuk sayısının düşmemesi gerektiğini belirtti.

Çalıştaya, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen, Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Diyanet Akademisi Başkanı Doç. Dr. Enver Osman Kaan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu Türkiye Ofisi Temsilcileri ile akademisyenler katıldı.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.