Aile Yuvası Hangi Temeller Üzerine Kurulmalıdır?
Dünyadaki cennet; aile yuvasında huzur ve saadet nasıl devam ettirilir?
Bir yuvayı huzur ve saâdet içinde devam ettiren yegâne husûsiyet, karşılıklı sevgi, saygı ve mes’ûliyet duygusudur. Ama unutmamalıdır ki ecdâdımız: “Yuvayı dişi kuş yapar” buyurmuşlardır. Bu bakımdan yuvaya sahip çıkmak hususunda kadın, daha tesirli bir rol üstlenmiştir. Dolayısıyla kadının bu noktada göstereceği firâset (seziş ve kavrayış), gayret ve fedâkârlık, erkeğinkinden daha fazla bir ehemmiyet arz eder.
Bu hususta günümüz annelerine düşen vazife de evlâtlarını şu hadîs-i şerîfin muhtevâsına girecek şekilde yetiştirmeye gayret etmektir:
“Mü’min, başkalarıyla ülfet eder (hoş geçinir) ve kendisiyle ülfet edilir. Kimseyle ülfet etmeyen ve kendisiyle de ülfet edilmeyen kişide hayır yoktur.” (Ahmed, II, 400, V, 335)
Zira Rabbimiz; mü’minlerin, birbirini yıkayan iki el gibi olmalarını arzu buyurmaktadır. Birbirini yıkayan iki elden maksat ise, birbirinin maddî-mânevî noksanını telâfî etmek, sevinç veya hüznünü paylaşmak, aşırı istekten sakınmak, derdine ortak olmak, birbirine öğütte bulunmak, kusurlarını affetmek ve husûmeti bertaraf edebilmek için “ben haklıydım, sen haksızdın!” gibi sözlerin üzerine bir şal atarak kardeşliği her hâlükârda yaşatabilmektir.
İşte İslâm’ın bize telkin ettiği ve bizden istediği yüksek ahlâk, bu hâle sahip olabilmektir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Gönül Yolculuğu, Erkam Yayınları