Akabe Vadisi Nerededir?

Arabistan'da Akabe adını taşıyan birçok yer vardır. Yesribli (Medine) müslümanlarla Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in buluştuğu yer Mescid-i Harâm'a yaklaşık 3 km. uzaklıkta ve Mina'da Cemretül-akabe’ye yakın etrafı tepelerle çevrili küçük, kuytu bir vadidir.

Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, ticaret, hac ve umre maksadıyla Mekke ve çevresindeki panayırlara gelenlere İslâm davetini ulaştırmak için büyük çaba gösteriyordu. Bunlar arasında en verimli sonucu Yesrib halkıyla kurulan temaslardan elde etmişti. Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- nübüvvetinin 11. yılı (620) hac mevsiminde Yesrib’den gelen Hazrec kabilesine mensup altı kişilik bir gruba İslâmiyet’i tebliğ etmiş, onlar da Müslümanlığı benimsemişti. Ertesi yıl onu Hazredi ikisi Evsli olmak üzere on iki kişi Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'le Akabe'de gizlice buluştu. Birinci Akabe Biati adıyla anılan bu buluşmada Yesribliler Allah'a ortak koşmayacaklarına, çocuklarını öldürmeyeceklerine, birbirlerine iftirada bulunma-yacaklarına, Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in emirlerine uyacaklarına dair söz verip kendisine biat ettiler.

Nübüvvetin 13. yılı (622) hac mevsiminde Yesrib’den gelen ikisi kadın yetmiş beş müslüman, aralarında henüz müslüman olmayanların da bulunduğu hac kafilesiyle birlikte, niyetlerini gizleyerek Mekke'ye hareket etti. Hacdan sonra yine Akabe’de Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'le gizlice buluşmayı kararlaştırdılar. Yesribliler’in kendilerini şehirlerine davet etmesi üzerine, toplantıya amcası Abbas b. Abdülmuttalib olduğu halde gelen Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- İkinci Akabe Biatı’nın şartlarını onlara bildirdi. Hz. Ali ve Hz. Ebû Bekir -radıyallâhu anhumâ-'nın önemli noktalarda gözcülük yaptıkları bu toplantıda Yesribliler, hicret ettiği takdirde kendisini ve Mekkeli müslümanları kendi canlarını, çocuklarını, kadınlarını ve mallarını korudukları gibi koruyacaklarına, her şartta kendisine itaat edeceklerine, malî yardımda bulunacaklarına, iyiliği em-redip kötülüğü önlemeye çalışacaklarına, kimseden çekinmeden hak ve doğruluk üzere olacaklarına dair söz verdiler. Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hazırlığı iki yıldan fazla süren bu biat sonunda peygamberlik görevini daha iyi bir şekilde sürdürebileceği, kendisinin ve ashabının emniyette olacakları, dinlerini huzurlu bir şekilde yaşayabilecekleri Yesrib şehrini hicret yurdu olarak seçti. Savaşla ilgili hususları da kapsadığı için Bey'atü'lharb adı da verilen bu anlaşmadan sonra ashaba Yesrib'e hicret izni verildi ve göç başladı.

Bugün Akabe mevkiinde bu biatin hatırasına inşa edilmiş bir mescid bulunmaktadır. İlk defa Abbâsî halifelerinden Ebû Ca'fer el-Mansûr tarafından yaptırılan ve birçok defa tamir gören bu mescid Osmanlı mimarisi izlerini taşımaktadır ve iki tane kitâbesi vardır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.