Akıl ile Nefis Arasındaki Fark Nedir?

TEFEKKÜR

Büyüklerden Malik bin Dinâr’ın (r.aleyh) küçük bir çocukla yapmış olduğu ibretlik konuşmayı istifadenize sunuyoruz.

Malik bin Dinâr -rahmetullahi aleyh- şöyle anlatıyor:

EY NEFİS!

Bir gün bir çocuğun yanından geçiyordum. Çocuk toprakla oynuyor, bir gülüyor, bir ağlıyordu. Şuna selâm vereyim dedim, nefsim büyüklüğe kapılıp beni bundan vazgeçirdi. Sonra dedim ki: Ey nefis! Nebî-i Ekrem sallâllâhu aleyhi ve sellem büyüklere de selâm verirdi, küçüklere de. Vardım, selâm verdim.

“Ve aleyke’s-selâm ve rahmetullâhi ve berekâtüh ey Mâlik bin Dînâr!” diye mukabelede bulundu. Şaşırdım, dedim ki:

“Bugüne kadar görüşmediğimiz hâlde beni nereden tanıdın?” Dedi ki:

“Rûhum rûhuna melekût âleminde karşılaştığında Hayy u lâyemut olan Allah seni bana tanıttı.” Sordum:

“Akıl ile nefis arasındaki fark nedir?” Dedi ki:

“Bana selâm vermeni önleyen nefsindir, selâm verdiren aklındır.” Hayretle sordum:

“Derdin nedir, bu toprakla oynuyorsun?” Dedi ki:

“Çünkü biz ondan yaratıldık; yine ona döneceğiz.” Tekrar sordum:

“Görüyorum ki onunla oynarken bir gülüyor bir ağlıyorsun?” “Evet,” dedi.

“Rabbimin azabı gözümün önüne geliyor, ağlıyorum, rahmetini hatırlayınca da gülüyorum.” Dedim ki:

“Yavrum daha senin ne günahın olsun ki ona ağlayasın?” Bana:

“Böyle deme amca! Her vakit görüyorum, annem büyük odunları yakarken onları küçük dallarla tutuşturuyor. Onun için ağlıyorum” dedi.

Kaynak: Mehmet Lütfi Arslan, Marifet Meclisleri, Erkam Yayınları