"Akrabasının Yaptığı İyiliğe Aynıyla Karşılık Veren, Onları Koruyup Gözetmiş Sayılmaz..." Hadisi
Akrabayı koruyup gözetmek ile ilgili hadisi şerifi nasıl anlamalıyız? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?
Abdullah İbni Amr İbni Âs’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten adam, kendisiyle ilgiyi kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir.” (Buhârî, Edeb 15. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât 45; Tirmizî, Birr 10)
- Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
İyilik etmenin başlıca üç şekli vardır:
Birincisi, iyiliğe iyiliktir. Yapılan bir iyiliğe en azından teşekkür etmek, insanın en tabii görevidir. Bundan daha değerlisi, iyiliğe benzeri bir iyilikle karşılık vermektir.
İkincisi, karşılık beklemeden iyilik etmektir. Böyle davrananlar birinci basamaktakilerden daha üstün kimselerdir.
Üçüncüsü de kötülük edene iyilik etmektir. İyiliklerin en değerlisi budur. Zira:
İyiliğe iyilik her kişinin kârıdır.
Kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır.
Er kişinin kârı olduğu için de, kötülük edene iyilik edenler pek azdır.
Efendimiz bu hadîs-i şerîfte, akrabalık bağlarına değer vermeyen kimselerle ilgiyi büsbütün kesmemeyi tavsiye ediyor. Böyle bir akrabanın kötülüğüne iyilikle, kabalığına incelikle, hayırsızlığına hayırlı ve faydalı olmakla cevap vermek gerektiğini belirtiyor.
Aramızda akrabalık bağı bulunmayan kimselerin iyiliğine iyilikle karşılık vermek bir insanlık görevidir. Akrabamızın yaptığı iyiliğe yine aynı şekilde bir iyilikle karşılık vermenin hiçbir ayrıcalığı ve üstün yanı yoktur. Akraba olmanın gereği onlara daha iyi davranmak, iyiliklerine fazlasıyla karşılık vermektir. Onlar bizim nezâketimize kabalıkla, candan davranışımıza ilgisizlikle cevap verseler bile, akrabalık bağını koparmamaya gayret etmeliyiz. Resûl-i Ekrem Efendimiz’in bizden istediği budur.
Kabalıklara aynı davranışla cevap verenler, kaba dedikleri kimselerden farklı olmadıklarını göstermiş olurlar. Halbuki Allah Teâlâ bu gibi durumlarda bizden farklı davranış beklediğini şöyle belirtiyor:
“İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel davranışla önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur” (Fussilet sûresi (41), 34).
Resûl-i Ekrem Efendimiz Ukbe İbni Âmir’e bazı ahlâk esasları tavsiye etmişti. Bunlardan konumuzla ilgili olanları alalım ve iyi insanın bazı özelliklerini görelim:
“Seninle ilgisini kesenden sen ilgini kesme!
Sana vermeyene sen ver!
Sana kötülük edeni bağışla!” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, IV, 148, 158).
- Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler
- Yapılan her işte Allah rızasını ön plânda tutmalı, kimseden bir karşılık beklememelidir.
- Akrabaya iyi davranmalı, onlara faydalı olmaya çalışmalıdır.
- Akrabanın iyiliğine aynen karşılık vermek yeterli değildir. İnsan akrabasından gördüğü iyiliğe fazlasıyla karşılık vermelidir.
- Mükemmel insan, akrabasıyla hiçbir şekilde ilgisini kesmeyen kimsedir.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları