Âl-i İmrân Suresi 182. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Âl-i İmrân Suresi 182. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrân Suresi 182. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Âl-i İmrân Suresi 182. Ayetinin Arapçası:
ذٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ اَيْد۪يكُمْ وَاَنَّ اللّٰهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِلْعَب۪يدِۚ
Âl-i İmrân Suresi 182. Ayetinin Meali (Anlamı):
Bu yakıcı azap, bizzat kendi ellerinizle âhirete gönderdiğiniz suç ve günahlarınızın karşılığıdır. Yoksa Allah kullarına asla zulmetmez.
Âl-i İmrân Suresi 182. Ayetinin Tefsiri:
Allah yolunda harcamaya ve O’na güzel bir borç vermeye (bk. Bakara
2/245) teşvik eden âyetleri işittiklerinde yahudiler, anlayışsızlık ve
inatlarının şaşmaz bir delili olarak “Allah fakir düşmüş, bizden borç istiyor”
gibi hezeyanlarda bulundular. (Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 137-138)
Cenâb-ı Hak, Yüce Zâtı’na karşı büyük cürümler işlemeyi âdet hâline getirmiş
olan yahudilerin bu tür sözlerini, haksız yere peygamberlerini öldürmekle aynı
seviyede tuttu ve onları şiddetli bir azâb ile tehdit etti. Âyette Allah’ın
söylenen sözleri işittiği ve bunları kaydettiği ifade edilerek tehdit daha
kuvvetli hâle getirilmiştir.
Cenâb-ı Hak, kullarının bütün sözlerini işitir, bütün yaptıklarını
görür ve bunları eksiksiz bir şekilde kaydeder. Âhirette bunların her birine
karşılığını tam olarak verecek, kimseye haksızlık edilmeyecektir. Cehennemin
yakıcı ateşine atılanlar, dünyadayken işledikleri günahlar sebebiyle bu duruma
düşmüşlerdir. Zira Cenâb-ı Hak, kullarına en ufak bir zulümde bulunmaz.
Yahudiler, hakikati kabule davet edildikçe inat ediyor ve çeşitli
bahaneler buluyorlardı. Bir bahaneleri de şuydu:
Âl-i İmrân Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Âl-i İmrân Suresi 182. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...