Âl-i İmrân Suresi 43. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Âl-i İmrân Suresi 43. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrân Suresi 43. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Âl-i İmrân Suresi 43. Ayetinin Arapçası:
يَا مَرْيَمُ اقْنُت۪ي لِرَبِّكِ وَاسْجُد۪ي وَارْكَع۪ي مَعَ الرَّاكِع۪ينَ
Âl-i İmrân Suresi 43. Ayetinin Meali (Anlamı):
“Meryem! Rabbine gönülden itaat et, secdeye kapan ve rukû edenlerle beraber sen de rukû et.”
Âl-i İmrân Suresi 43. Ayetinin Tefsiri:
Allah
Teâlâ, Hz. Meryem’i mühim bir vazife için seçmiş ve bu sebeple ona başka
hanımlarda olmayan bir takım hususiyetler ihsan etmiştir. 42. âyette onun “iki
kez seçildiği”nden ve “tertemiz kılındığı”ndan bahsedilir. “Birinci seçiliş”i
şöyle izah etmek mümkündür: Allah onu, kadın olmasına rağmen geleneğe aykırı
bir şekilde Beyt-i Makdis’in hizmetine seçmiştir. Onu kendi katından cennet
nimetleriyle rızıklandırmıştır. Sadece ibâdetle meşgul olabilmesi için diğer
meşgalelerden uzaklaştırmış, bu bakımdan ona çeşitli lutuf ve ihsanlarda
bulunmuştur. Ona meleklerin konuşmalarını duyabilme mertebesini lutfetmiştir.
“İkinci seçiliş”ten maksat ise şudur: Hz. İsa’yı babasız dünyaya getirmiştir.
Hz. İsa, doğar doğmaz konuşarak, annesiyle alakalı ileri sürülen iftira ve
töhmetleri bertaraf etmiş; onun tertemiz olduğuna şehâdette bulunmuştur. Allah
onu ve oğlunu bütün insanlar için bir mûcize kılmıştır. Bununla birlikte
Cenab-ı Hak Hz. Meryem’i tertemiz kılmıştır: Onu günah ve isyandan
uzaklaştırmış, her türlü çirkin söz ve fiilden beri kılmış, erkeklerin
dokunmasından, hayız ve nifastan da temiz tutmuştur. Özellikle yahudilerin
iftiralarından uzak olduğunu açıkça beyân etmiştir. (bk. Zemahşerî, el-Keşşâf,
I, 174; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, VIII, 38) Bu şekilde sahip
olduğu mümtaz vasıflarıyla Hz. Meryem, dünyadaki bütün kadınlardan üstün bir
dereceye yükselmiştir. Onlardan hiçbirine Hz. Meryem’e verilen husûsiyet ve
vazîfe verilmemiştir.
Resûlullah
(s.a.s.), Hz. Meryem’in faziletiyle alakalı olarak şöyle buyurur:
“Cennet ehlinin en hayırlı kadını İmrân kızı Meryem ve yine
onların en hayırlısı Huveylid kızı Hatice’dir.” (Buhârî, Enbiyâ’
45; Müslim, Fezailü Sahâbe 69)
“Erkeklerden kemâle erenler çoktur. Fakat hanımlardan sadece İmrân kızı Meryem, Firavun’un hanımı Âsiye kemâle ermiştir.” (Buhârî, Enbiyâ’,
46; Müslim, Fezailü Sahâbe 70)
Melekler
Hz. Meryem’e, bu kadar büyük ilâhî ihsanlar karşısında ihlâslı ve devamlı bir
kulluk halinde olmasını emir ve tavsiye etmişlerdir. Huşû içinde, boyun
bükerek, gönülden taatte bulunmasını, secdelere kapanarak ibâdet etmesini, rukû
edenlerle beraber rukû ederek mâbette cemaatle namaza devam etmesini
istemişlerdir.
Resûlüm
unutma ki:
Âl-i İmrân Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Âl-i İmrân Suresi 43. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...